Seda Kaya Güler

Haset ve kıskançlık

Haset, başkasında olanı elde etme arzusu diye nitelendirilen bir duygu. Kıskançlık ise başkasına duyulan ilgi ve sevgiyi istemek. Ve bu iki duygu kadınlarla erkekleri farklı etkiliyor. Haset ve kıskançlık kadınları felç ederken, erkekleri motive ediyor.
Çünkü erkekte bu duygular normal kabul edilip destekleniyor. Kadınların hırslı ve rekabetçi olması ise eleştiriliyor. Sanki hırslı olmak kötü bir şeymiş gibi yüzümüzün ifadesi değişiyor, kadının bu halini onaylamadığımızı üstüne basa basa belirtiyoruz.
Oysa... Bunlar insana özgü duygular. Ve de insanı geliştiren duygular. Uzmanlara göre kıskançlık aslında insanın gelişme mesajı. Daha önce de bu konuya değinmiş ve psikolog Leyla Navaro'nun önerilerinden bahsetmiştim.
KAZAN-KAZAN
"Enerjinizi kıskandığınız kişiyi düşünmek yerine kendinize harcarsanız hem bağımlı ilişkiden kurtulmuş hem de kendinizi geliştirmiş olursunuz. Rekabetin özü birlikte daha iyi olmaya çalışmaktır. Oyununuzu kazan-kaybet üzerine değil kazan-kazan üzerine kurmalısınız" diyor ve şu saptamalarda bulunuyor:
* Kadınlar kendilerini aşağıda tutarak erkeği yüceltiyorlar.
* Kendi başarılarını görünmez hale getirerek erkeği öne itiyorlar.
* Kadınlara güçlü duygular yasaklandığı için ara duygularla yaşamaya çalışıyorlar.
* Erkekler hem kıskanmak hem kıskanılmak isterler. Oysa kadınlar hem kıskanılmaktan korkarlar hem de ilişkiyi sürdürmek ve karşı tarafı üzmemek adına rekabete girmezler.
* Kadınlar sevilmek, fark edilmek ve ilgi görmek için kurban rolüne girerler. Kadın kurbanı oynadıkça zalimlerin duyguları pekişir. Kadınlar da acıyarak severler. Kendilerinde acıma duygusu uyandırmayan insanları sevmezler.
* Kısacası kadınlar hem kaybediyor hem kaybettiriyorlar.
Önerisi de şu: "Bırakın size fazla akıllı, fazla hırslı desinler. Hayatta kurban olmak yerine aktör olun. Kendi oyununuzu oynayın."
Nevra Serezli
Bayılıyorum ona. Enerjisine, canlılığına, doğallığına ve tabii oyunculuğuna. Bir süredir reklamlarda izliyoruz kendisini. Müthiş bir performans sergiliyor kaynana rolünde. Hele o "Hayatta olmaz!" dedikten sonra düğünde oynama sahnesi yok mu? Ama final harika. Bir-iki saniye içinde bir insanın yüzü bu kadar mı değişir? Ben ne zaman rastlasam oturup seyrediyorum. Siz de kaçırmayın derim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.