Akdeniz heykeli
KADIN FİGÜRÜ
1986 yılında kaybettiğimiz İlhan Koman'ın Akdeniz heykeli bir sanat eseridir. Heykel, Halk Sigorta'nın (şimdiki adıyla Yapı Kredi Sigorta) isteği üzerine yapıldı ve 1980'de şirketin Zincirlikuyu'daki genel müdürlük binasının önüne yerleştirildi. Heykel dört ton ağırlığında, her biri 12 milimetre kalınlığındaki 112 metal levhanın yan yana getirilmesiyle oluşturulan kollarını açmış bir kadın figürüdür. Uçucu bir hafiflik gösteren heykelde, kesintili sürekliliği dilimler arasındaki eşit boşluktaki hacimlerden ötürü hareketli bir görünüm sağlanmıştır. Heykeltıraş İlhan Koman'a göre burada "dalgalardan teşekkül eden, dalgaların meydana getirdiği ilahe, gözün yansıması, hareket eden bakışın sinetik yanılgısı" gösterilmiştir. Cepheden bakıldığında kadının yüzünde sert bir ifade vardır. Burada bir bakıma insanlardan gördüğü eziyet protesto edilmiştir. Farklı açılardan bakıldığında da gövde dalgalı bir şekle dönüşmektedir.
KOLU KIRILDI
1981'de Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü'nü kazanan heykel, uzun süre Zincirlikuyu'daki genel müdürlük binasının önünde durdu. 2005 yılında Galatasaray'da düzenlenen İlhan Koman Retrospektif Sergisi'nde sergilendikten sonra bugün durduğu Levent'teki Yapı Kredi Binası'nın önüne yerleştirildi. İlhan Koman'ın İstanbul'daki tek büyük boyutlu heykeli olan Akdeniz Heykeli geçtiğimiz hafta İsrail'in Gazze'ye kara harekatına başlamasını protesto eden bir grup tarafından tahrip edildi. "Güzel sanatlar dehanın sanatlarıdır" demiş Kant. Peki, deha nedir? Bu soruya da yine Kant'ın cevabını verelim: "Sanata kurallarını veren doğal bir yetenek ya da armağan." Sanatta deha, öğrenilmeyen ama öğretendir. Taklit etmeyen ama taklit edilendir. Öykünmeyen ama öykündüğümüz şeydir. Bu yüzden ünlü bir düşünürün söylediği gibi "resim yapmak müzelerde öğrenilir". Çünkü ustalara hayran olarak ve onlara öykünerek belik onlardan biri olma şansına sahip olabiliriz. Eserlerini tahrip etmeye ne demeli peki?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.