İlle de kahvaltı Bizim mutfaktan daha zengin bir kahvaltı menüsü yoktur herhalde. Zeytin deseniz en az iki çeşit olur masada: Biri siyah, biri yeşil. Eğer Ege'de kırması, çiziği derken sadece yeşil en az 4-5 çeşittir. Peynir de öyle. Tulumu, kaşarı, beyazı, örgüsü, otlusu. Keçi sütünden olanı, inek sütünden olanı. Az yağlısı, tam yağlısı. Çökeleğin bile çörek otlusu, maydanozlusu, salçalısı envayi çeşidi mevcut. Bitti mi bitmedi tabii ki. Sırada hamur işleri var. Pide ve ekmekleri saymıyorum. Onlar ayrı. Sigara böreksiz veya su böreksiz veya gözlemesiz bir kahvaltı olmaz bizim mutfakta. Pişi de son dönemlerin favorisi. Yedikçe yiyesi geliyor insanın. Yumurtaya ayrı bir yer açmak lazım. Kimi rafadan ister kimi lop. Sahanda kırılacaksa sadesi de vardır sucuklusu, pastırmalısı, kıymalısı, kavurmalısı da. Omleti saymıyorum bile.
İFTAR VE SAHUR
Sonra sıra gelir reçel ve yağ- bal ve kaymak ikilisine. En zayıf kahvaltı sofrasında bile çilek veya vişne reçeli bulunur. Son yıllarda her meyve ve sebzenin reçeli yapılmaya başlandı. Dolayısıyla zengin bir kahvaltı mönüsünde ayva ve portakalın yanına domates hatta zeytin reçeli bile eklenir oldu. Sayarken doyduk değil mi? Bu yüzden bizim kahvaltılarımızın yeri bir başka. Ramazan ayında da.
YENİ İŞ MODELİ
Zaten uzmanların önerisi de özellikle sahurda gün boyu susatacak ağır yağlı yemeklerden ziyade kahvaltı yapılması. Hem insanı doyuruyor, hem de gün içinde orucun daha rahat geçmesini sağlıyor. İftarda da ana yemeklerin iftariyeliklerle açılan iftardan sonra yenilmesi. Tabii eğer böyle zengin bir çeşitten sonra midede yer kalırsa.
Kahvaltıya ilginin artması kahvaltı restoranlarının artmasına da neden oldu. Özellikle tatil yörelerinde en çok ilgiyi kahvaltı sofraları çekiyor. Örneğin Bodrum'da her sene yeni bir kahvaltı restoranına gidiyoruz. Hepsinin yeri bir başka. Bu sene gittiğimiz kahvaltıcı köy içinde. Yani deniz kenarında değil, yanında sebze bahçesi, etrafta hayvanların dolaştığı yerleri çocukların da ilgisini çeken bir bahçe içinde. Böylesi daha çok beğeniliyor. Evi, bahçesi veya dükkanı uygun olanlar bu işe yöneliyor. Çamlıkköy'deki kahvaltı restoranını işletenler de öyleydi. Önce açtıkları küçük restoran özellikle safariye çıkanların ilgisini çekince işi büyütmüşler. Bahçeye masalar kurulmuş, çocuklar için hamaklar ve salıncaklar da yapılmış. Çay bahçesi olanlar veya daha önce gözleme ve çay verenler de giderek işi kahvaltı restoranlarına dönüştürmüş. Şehirlerarası yollarda da kahvaltı restoranların sayısında artış var. Bu da bize özgü bir restoran zinciri.