Anayasa Mahkemesi diyor ki: "Kişilerin dini tören veya resmi nikah olmaksızın yaşamaları 'özel hayat'a girip cezalandırılmazken kişilerin dini inançları gereği evlenmelerinin suç olarak değerlendirilmesi yanlıştır."
Eğri oturup doğru konuşalım: Nikaha gerek duymadan birlikte yaşamak isteyen kaç kadın vardır bu ülkede? Bu kararından dolayı mağdur olmayacak seçimini sonuna kadar savunacak ve bunun bedelini/riskini göğüsleyecek?
Niye anneler kızlarını bembeyaz gelinlikler içinde görmek isterler ve "Anneler Kızları" gibi televizyon programlarında izlediğimiz gibi bembeyaz gelinlik içinde görünce de ağlarlar? Niye her genç kızın hayali bembeyaz gelinliğiyle kocasının kolunda düğün salonuna girmek ve nikah masasına oturmaktır?
Tartışmasız her Türk ailesi kızlarının resmi nikahla evlenmesini ister. Öncesinde ve sonrasında da dini nikah yaptırmasını. Resmi nikah, olmazsa olmazıdır evliliğin, belgesidir, kayıtıdır.
İSTEMEYEN KİM?
Resmi nikahı istemeyen, "Birlikteliğimiz için belediye görevlisinin tanıklığına ihtiyacımız yok" diyecek olanların sayısı parmakla gösterilecek kadar azken 7'den 77'ye herkes resmi nikah yaptırmanın arzusundayken, niye böyle bir karar?
Kim ister resmi nikahsız imam nikahı kıydırmayı? Kadınlar mı, erkekler mi? İkinci ya da üçüncü evliliğini yapmak isteyen ve kuma geleneğini sürdürmek isteyen erkeklerin arzusunu kolaylaştırmaz mı bu karar?
Zaten yapıyorlardı ama acaba birisi ihbar ederse ve ceza alırsak mı korkusu vardı en azından içlerinde bazılarının. O yüzden de temkinli davranıyorlardı. Şimdi rahatlar. İstedikleri kadınları, tabii daha genç olanları, hatta çocuk yaştakileri alabilirler. Oh ne ala?
Peki, şimdi ne olacak? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, "Çocukların imam nikahıyla evlendirilmelerini" önlemek amacıyla hemen bir çalışma başlatacakların açıkladı.
Çünkü bu karar çocuk evliliklerinin önünü açıyor.
ÇOCU EVLİLİKLERİ
Bir yandan bütün Bakanlık ve bütün kadın örgütleri "çocuk evlilikleri"ni engellemek için politikalar yürütür, etkinlikler, kampanyalar düzenlerken ve bu konuda da hatırı sayılır bir adım atmışken, bu karar, her şeye yeniden başlamak anlamına geliyor. Haydi sil baştan.
Zaten kadınlarla ilgili birçok kararda hep bir adım ileri giderken, iki adım geri gidiyoruz. Yerimizde de saymıyoruz, geriliyoruz. Kazanılmış hakları geri veriyoruz. Bakanlık çocuk evliliklerinde yol almışken ve başka konularda adımlar atacakken, hadi yeniden başa dönecek ve yeni uygulamalara başlayacak.
Yazık, gerçekten yazık.
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararından sonra kimlerin sevinç çığlıkları attığını tahmin etmek hiç de zor değil. Olan yine yaşamıyla ilgili kararları kendisi veremeyen ve büyüklerinin sözünden çıkamayan kadınlara ve onların resmi nikahsız doğurduğu çocuklara olacak.
