Kadınlara yönelik güzellik ürünleri ile dünyanın en büyük kozmetik şirketlerinden biri olan L'Oreal'in 23 araştırma merkezi bulunuyor.
Bu merkezlerde 3800'ün üzerinde araştırmacı çalışıyor. Ve sıkı durun: 497 ürüne patent alan bu araştırmacıların yarıdan fazlası kadın.
Yani L'Oreal diyor ki:
Dünyanın bilime, bilimin kadınlara ihtiyacı var. Demekle kalmıyor, bilimdeki cinsiyet eşitsizliğini azaltmak, kadınların bilime katılımını teşvik etmek, onlara ilham vermek ve başarıları için ödüllendirmek amacıyla, "Bilim Kadınları için Burs" veriyor.
18 yıl önce başlayan program çerçevesinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bilim kadınları destekleniyor.
Son 14 yılda desteklenen Türk bilim kadını 76. Bu yıl bunlara altı kadın daha eklendi.
Harran, Acıbadem, ODTÜ, Gebze Teknik ve Mersin üniversitelerinde araştırma yapan 6 bilim kadınının nelerle uğraştığını öğrenince eminim sizler de şaşıracaksınız.
ALTI BİLİM KADINI
Mesela Ayşegül Kutluay Baytak, bazı doping etken maddelerinin daha çabuk saptanması için "nanokompozit" malzemelerle desteklenen "yeni ultra duyarlı elektrokimyasal sensör" uygulamalarının geliştirilmesi için çalışıyor.
Beste Kınıkoğlu Erol, erişkin kök hücreleri kullanarak üç boyutlu yapay insan dokusu geliştirmek için araştırma yapıyor. Böylece doku ve organ bekleyen hastaların bekleme sürelerini kısaltmayı amaçlıyor.
Özgül Persi Çetinkol'un kanser tedavisine yönelik ilaç adayı moleküllerin DNA ile olan etkileşimlerinin incelendiği araştırma ile, kansere karşı daha etkili ilaçlar tasarlanması hedefleniyor.
Yardımcı doçent olan bu üç kadın "Yaşam Bilimleri" alanında burs kazandılar.
"Malzeme Bilimleri" alanında ödül alanlardan Yard.
Doç. Rezzan Demir'in araştırma konusu yeni nesil bataryalar.
Doç. Mine İnce Ocakoğlu ise güneş pillerinin verimini artırmak için uğraş veriyor. Doç.
Dr. Melahat Bilge Demirköz de bazı elektronik malzemelerin radyasyona karşı dayanıklılığını ölçmeye çalışıyor.
MANİFESTO VE İMZA
Onlar gibi yüzlercesi var.
Ama bizler hala bilimi ve bilimin kadınlara uygun olup olmadığını tartışıyoruz. L'Oreal Türkiye tarafından yapılan kamuoyu araştırmasına katılanların sadece yüzde 10'u kadınların bilime uygun olduğunu düşünüyor.
Yüzde 67'si de kadınının iyi düzeyde bir bilim insanı olmak için gerekli özelliklerden yoksun olduğunu düşünüyor.
Önyargılar hala devam ediyor.
Dolayısıyla bilimde kadınların sayısı da tahminlerden daha az. Mesela yüksek düzey bilimsel akademik pozisyonların sadece yüzde 11'inde kadınlar bulunuyor. Güzel olan ise toplumun değişim istemesi.
Özellikle Nobel ödüllerinin sadece yüzde 3'ünün kadınlara verildiği fark edildiğinde, sokağın yüzde 63'ü daha eşit bir denge görmek istediklerini belirtiyor.
İşte L'Oreal Vakfı da sadece bizde değil dünyada da var olan bu algıyı değiştirmek için bir manifesto hazırlayarak gerçek bir değişimi yaratmak arzusunda.
Bunun için imza kampanyası da başlatmış bulunuyor:
Manifesto şöyle: Bilimde kariyer yolundaki kızlarımızı yüreklendirmek, bilim kadınlarının uzun araştırma kariyerleri boyunca karşılaştıkları engelleri ortadan kaldırmak, lider pozisyonlara ulaşmaları için bilim onlara öncelik vermek, kamuoyu düzeyinde bilinirliğini artırmak, konferans/ sempozyum/bilim komisyonu gibi toplantılara etkin katılımlarını sağlayarak cinsiyet eşitliğini güçlendirmek, genç bilim kadınlarını, beklentilerine uygun kariyer planlaması ve kariyer gelişimi için mentorluk, iletişim ağı ile desteklemek.
Yolları açık olsun...
