• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Bencilliğin de bir sınırı var!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.01.2017, 00:00

Ben konudan söz ederken isim vermek istemiyorum. Zira günümüzde arama motorları var ve bunlara ismini yazdığınızda görsel, yazılı ve sosyal medyada hakkınızda çıkan tüm haberlere ulaşmanız mümkün. Dolayısıyla çiftin çocukları şimdi olmasa bile ileride anne ve babası ile ilgili tüm haberleri okuyabilir. Büyüklerin değil ama o çocuğun kişilik haklarına olan saygımdan dolayı isim vermeyeceğim.
Ama okuyunca sizler kimler olduğunu anlayacaksınız zaten.
Muhataplardan biri futbolcu, öteki de bir zamanlar onun eşiydi. Ve eş olmaktan başka da bir vasfı yoktu. Ancak herkes kendisini özel hisseder ya, bu genç kadın da farklı olma çabasındaydı ve sıradan olmadığını göstermek, tabii dikkat çekmek için de elinden gelen her şeyi yaptı.
Çocukların bile giymek istemeyeceği komiklikte giysiler giyerek ve eşinin kendisine aldığı pahalı otomobillerle gazetecilerin ilgi odağı oldu.
Derken adı bir başkasıyla aşk dedikodularına karıştı. Fotoğrafları yayınlandı. Medya ve kamuoyu bu haberlerle çalkalanırken susmayı tercih etti.

KOCANIN DURUŞU

Burada üzerinde durulması gereken husus ise kocanın susması, daha doğrusu eşine sahip çıkması oldu. Dedikoduları önemsemedi ve karısının yanında durdu.
Ortalık sakinleşince duruşuyla herkesin takdirini toplayan koca, eşine boşanma davası açtı ve yine sessiz ve sakin bir şekilde boşandılar.
Nedense biz insanların, kararları kendimiz vermediğimiz zaman doğan sonuçlardan memnun olmama gibi bir durumu var. Dışarıdan bakıldığında başkasıyla aşk yaşadığı için evlilikten mutlu olmayan kadın olmasına karşın, belli etmese bile bu boşanmadan en çok o rahatsız oldu. Özellikle de kocasının aşk haberleri çıkınca. Ve bu aşk haberleri gerçek olunca... Pek çok kişiyi kıskandıracak şekilde romantik bir şekilde ilerleyip, evlilikle sonuçlanınca...
O zaman boşanmadan etkilenmemiş gibi görünen genç kadının bu durumdan hiç hoşnut olmadığı ortaya çıktı. Yine zengin ve güçlü bir isimle aşk yaşamasına karşın hem de...
Ne yaptı biliyor musunuz? "Yoksulluk nafakasını" ödemediği gerekçesiyle "120 bin liralık" icra takibi başlattı. Yoksulluk nafakası aylık 10 bin liraymış!

KENDİNİ BİLMEZLİK

İnsanların eve ekmek götürmeye zorlandığı bir toplumda böyle bir talepte bulunmanın hadsizliği bir yana bu kişinin bir kanalda sunuculuk yaptığını, yani iyi para kazandığını da hatırlatalım. Bugüne kadar karısına toz kondurmayan koca, bu tutum karşısında bile efendiliğini bozmadı ve "Böyle gereksiz bir konu hakkında konuşmaya lüzum yok. Boşandık bitti, gitti" dedi. Sadece "Eski eşimin kendi soyadını kullanırsanız sevinirim" ricasında bulundu.
İşte bu açıklama eski eşin daha da sinirlenmesine ve çocuğunun babasına yönelik yeni bir icra takibi başlatmasına neden oldu.
Bu kez de, çocuğunun 42 bin liralık bakıcı masrafından, sağlık harcamalarına, yine çocuğun 45 bin liralık tatil masrafından, müzik eğitimi giderlerine dek 450 bin liralık harcamanın tahsilini istedi.
Her insanın bir bam teli vardır. Sessizliğin sakinliğin de bir sınırı vardır. Sonunda koca da patladı ve deyim yerindeyse açtı ağzını yumdu gözünü. Özetle dedi ki: "Oğlumun akıl sağlığından yoksun kendi menfaat ve çıkarlarını ön planda tutan bir kadınla yaşamasından dolayı üzgünüm. Bugüne kadar oğlum için sustum ama artık susmayacağım." Bu olaydan çıkardığım sonuç şu: Acayip bencil bir toplum olma yolunda ilerliyoruz.
Elbette özgüven önemli, insanın kendisini önemsemesi gerekli ama hayat sadece bizden ve bizim duygularımızdan ibaret değil ki. Ya karşı tarafın duyguları ve hakları?
Sözün özü şu: Kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyi başkasına yapmayacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA