Bilişim vadisi ve teknoparklar

Bugün köşemde küresel rekabetin olmazsa olmaz şartı olan, geleneksel üretim faktörlerinin yanında bilgi kavramının da önemine değindim.
Francis Bacon'un "bilgi güçtür" sözünü çoğumuz biliriz. Son zamanlarda kiminle konuşsanız üretimin öneminden bahsetmektedir.
Üretimde önemli olan katma değeri yüksek stratejik ürünler üretmenin gerekliliğidir. Günümüzün farklılık yaratıcı ve sonucu tayin edici faktörü artık bilgi ve onu inşa eden insandır.
Bu konuda ülkemizde son zamanlarda ciddi çabalar ve gelişmeler yaşanmaktadır.
Türkiye'nin Silikon Vadisi olarak tasarlanan Bilişim Vadisi ve Teknoparklar önemlidir. Türkiye'nin en büyük teknoloji geliştirme merkezi olacak Bilişim Vadisi, GAP'tan sonra Türkiye'nin en büyük projesi olarak kabul edilmektedir. Türkiye'nin aydınlık geleceğine yön veren ve 2023 vizyonu ve hedefleri doğrultusunda hayata geçirilen önemli bir projedir. Bilişim vadisi, bilimin teknolojiye, teknolojinin ürüne dönüştürüldüğü bir platformdur.
Bir fikrin ya da projenin pazarlanabilen bir ürüne dönüşmesi ya da ticarileştirilmesi burada gerçekleştirilecektir. Bilişim Vadisi yüzümüzü bilime, teknolojiye ve inovasyona çevirmemiz adına stratejik bir öneme sahiptir. İnovasyon ve teknoloji alanında yaşadığımız dışa bağımlığa bir son verecektir. Günümüzde bir ülkenin küresel rekabet edebilirlik düzeyi, o ülkenin 'yeni bilgi' üretebilme kapasitesi ve 'teknolojik gelişimi' ile doğru orantılıdır. Gelişmiş dünyanın son yüzyılda odaklandığı en önemli konu budur.
DÜNYA ÖLÇEĞİNDE
Bilişim Vadisi, oluşturacağı güçlü ekosistemle dünya ölçeğinde bir teknoloji üssü olacaktır. Bugün itibarıyla 39 firma burada Ar-Ge projeleri yürütmektedir. 3,5 milyon metrekarelik bu alan, sadece ulusal değil uluslararası ölçekte bir merkez olacaktır.
Konum olarak ise İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi sanayi şehirlerinin kesişim noktasında yer alıyor. Burada sosyal alanlar oluşturmak için hem mimari hem de kurumsal anlamda en iyiyi hedeflemektedir.
63.3 MİLYARLIK SATIŞ
Yeni bilgi ile teknolojik uygulamanın aynı çatı altında toplandığı Üniversite- Sanayi İş Birliği Modeli teknoparklardır.
Ülkelerin teknoloji tabanlı kalkınmasına doğrudan etkileri kanıtlanmış dünya çapında bir modeldir. Teknopark projesi kapsamında bu yıl 63.3 milyar liralık satış ve 3.6 milyar dolarlık ihracat yapılmıştır.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ar-Ge merkezlerinin sayısının bini geçtiğine dikkati çekerek, "Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar sonucunda 287'si 2018'de olmak üzere faaliyette olan Ar-Ge merkezi sayısı 1038 oldu. Bu firmalarda çalışan Ar-Ge personel sayısı 54 bine, biten proje sayısı 21 bine ve yürütülen proje sayısı 12 bine ulaştı. Önümüzdeki dönemde bu merkezlerin hem sayılarını hem de niteliklerini daha da artıracağız" ifadesini kullandı.
Son söz; Bilgi üretebilmek ve bilgiyi değere dönüştürebilmek inovasyon ile mümkün olmaktadır. Öncelikle yapılması gerekense bilim, teknoloji ve inovasyonda yetkinleşmeyi, Türkiye için erişilebilir bir hedef haline getirmektir. Unutmamak gerekir ki, üretimi temel almayan bir ekonomide bilim, teknoloji ve inovasyonda yetkinleşmenin bir anlamı yoktur ve bu mümkün de değildir.