Süper Lig armağanı altın tepside sunuluyor Denizlispor için. Rakipleri, "Yürü git" diyor, oysa o "Görevimiz Tehlike"yi çok sevmiş. En yakın rakiplerinden Osmanlıspor bir gün önce İstanbulspor'a yenilmiş, sen Boluspor'u yeneceksin Süper Lig kapısını daha da aralayacaksın.
Bütün şehir Denizlispor için ayakta. Belediyesiyle, işadamlarıyla ve vefakar taraftarlarla. Öyle galibiyet ve şampiyonluk primleri var ki Süper Lig'de bile az takım verebilir. Atatürk Stadı her maç tıklım tıklım, 90 dakika sürekli destek var. Ama Horozlar deplasmandaki başarılarını evlerine bir türlü taşıyamıyor. Altay maçında 3-1 yenik duruma düşmüşlerdi, ders çıkarmamışlar anlaşılan.
Tribünlerin ateşi bir türlü sahaya yansımıyor. Dün Bolu önünde koca 45 dakikada iki önemli atağı var yeşil-siyahıların. Bolu'nun kaçırdıkları, daha doğrusu Stachowiak'ın kurtardıkları.
ZİYA'YI ÇOK ARADIK
Ziya Alkurt'un Denizlispor için ne kadar önemli bir silah olduğu dün bir kez daha görüldü.
Golleri ve asistleriyle alkışladığımız Ziya'nın kart cezası nedeniyle oynayamayışı Denizlispor'u çok olumsuz etkiledi. Orta saha beklenen etkiyi gösteremedi, Ziya'nın o kanatları kullanarak yarattığı tehlikelerden eser yoktu. Kaptan Mehmet Akyüz de bekleneni veremedi.
Maçın ikinci yarısında Denizlispor'un seyirci dopingiyle şahlanıp kazanmasını bekledik ama nafile.
Patlama bir yana çatlama oldu.
Giudo Koçer'in tecrübesiyle penaltı kazanan Boluspor galibiyete çok yaklaştı ama Denizlispor'un Polonyalı kalecisi Stachowiak takımını kurtarmaya, sırtlamaya yemin etmişti. Penaltıyı harika bir şekilde kurtardığı gibi pekçok pozisyona da vize vermedi. Denizlispor o kadar stresli ve şaşkındı ki Aissati'nin sağdan nefis bir driblingle getirip ortaladığı topu 3 Denizlispor'lu futbolcu bomboş birbirlerine bıraktı, pes doğrusu.
Kazanılması gereken bir maçtı, bir puan yetmez. Şimdi deplasmanda Giresun, G.Birliği, İst.Spor maçları var, iş kritik safhaya girdi.