Halil Fincan

GEL ÇIK İŞİN İÇİNDEN

Anlayamadığımız, bir sebep aradığımız, sorgularken statlara kapı araladığımız meseleler var. Bu meselelerin önce skorlara sonra hedeflere tesirini gördükçe merakımız da artıyor haliyle.
Kadro dışı, kadro içi durumlarından hareketle bir içler dışlar çarpımı yapıyoruz. Ve her seferinde bir öncekinden daha fazla şaşırıyoruz.
G.Saray'ın ilk yarı biterken Yasin'i kadro dışı bırakışı, sonra affedişinin kime yararı oldu mesela? Peşinden Chedjou'nun tribüne çekilip Ahmet Çalık'ın transfer edilişi. Fakat 2. yarı başladığında gelin görün ki Chedjou sahada, Ahmet Çalık kenarda.
Bruma'nın durumu da Yasin'inki ile benzer. Haftalık uyarıların haftalık kayıplara tesirinin takımın seyrini nasıl değiştirdiği ortada. Bir de üstüne sezon başından bu yana savunma ve hücum kurgusunun belli olmaması da eklenince puan tablosundaki fark kaçınılmaz oluyor.

Karavayev nerede?

F.Bahçe'nin durumu da farklı değil.
Devre biterken Van der Wiel ve Emenike'yi dışarıda tutan ve sadece Karavayev'i renklerine bağlayan, hatta bu ikiliye kulüp arayan Kanarya'nın ikinci yarı itibariyle yaptıkları da tezatlar matematiğidir. Önce hafta içindeki Krasnodar maçında Emenike'ye birkaç gün sonra da sonra ligde Kasımpaşa önünde Van Der Wiel'e şans tanıyan Advocaat, gariptir bu kez büyük umutlarla transfer edilen Karavayev'i 18'e almadı. İyi de o halde bu geçen süreç neden bu şekilde atlatıldı? Keza Mehmet Ekici takasında ismi geçen ancak inatla F.Bahçe'de kalmayı seçen Aatıf'ın Adanaspor ile oynanan ikinci yarının ilk maçında 11'de başlaması da benzer bir örnek. Hatta Stoch'un 126 gün sonra ligde forma giymesi de bu tuhaf hamlelerin bir uzantısı.

Gerçekçi bir yanı yok

İşte bu ve buna benzer tüm meseleler tarih tarih, maç maç akıllara kazınırken tribünlere bakıp "Neden statlar eskisi gibi dolmuyor?" demenin gerçekçi bir tarafı var mı?
Yapılanlar ortada... Skorlar ve skorların getirdiği sonuçlar ortada... İki haftalık kaybın nelere mal olduğu ortada. Hatta genel olarak bakalım.
Zirveye oynayan 4 takımın iki haftadaki toplam 8 maçından sadece 1 galibiyet çıktı. Kim kazansa zirveye yaklaşabilirdi ve sadece Beşiktaş kazandı. Bu kazanç Beşiktaş'ı tek başına şampiyonluğa yaklaştırdı.
Peki Beşiktaş hata yapmadı mı?
Onların da eksisi fazla. Ancak kadro zenginliği ile hep bir adım öndeler. Ve şu durum için biraz da ezeli rakiplerine teşekkür etmeliler.
Sonuç olarak özellikle F.Bahçe ve G.Saray için "Ada Konseyi" yapılsa ve birilerinin gitmesi istense herkes farklı birinin ismini yazar. İşte bu da sorunun ne denli geniş kapsamlı olduğunu ortaya koyar. İyi haftalar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.