Takımın omurgası bitirdi işi...
Geçen hafta Gençlerbirliği karşısında, 'dumura!' uğranılan maç sonucunu, annelerimizin tarzı, şöyle yemeniyi serdim yere... Dört bir ucundan bağlayarak, bohça yaptım ve sandığa koydum, düdük ötmeden önce... Evet, emaneten o kötüyü, değiştirdim bir köşeye(!) Deplasmanda bile olsa, Beşiktaş'ın lider olduğu bir karşılaşmada Şenol Hoca'nın takım kurgusuna bakıyorum, kendi ezberlediği alfabeye dönmüş ve böylece akıllandığını, az-çok göstermiş. Başta, Tolgay... Ardından, Quaresma...
Solda Babel ve ortada Cenk, en doğru karardı bence ve herkesce de...
Pepe sınıfta kaldı
Monaco'nun son haftalarda gollerine imza atan Falcao ile BJK 'nin dünya yıldızı Pepe, karşılaşmanın neticesine etki edecek iki oyuncu olarak gösteriliyordu ve ne bilem, aptal aptal dürbünü çevirdim ikisine! Fabri, müthiş yer tutan bir kaleci ama, Q7'nin şımarık hamleleri, Babel ile Caner'in çarşafa dolanmaları ardarda sürerken, Falcao, kendini marke etmeye çalışan Pepe'yi manava gönderip, yapıştırdı mı topu filelere(!) Önce Pepe kaldı, sınıfta! Neyse ki, Quaresma'nın, yaptığı ortanın Cenk'in kafasıyla buluşmasıyla Kartallar, eşitledi tabelayı ...
Tamam da ilk yarı, başarılı Fabri, Atiba, Adriano, Tosic, Talisca ve çuvallayan Babel'in adı dışında zikredilen tek bir isim gözüme takılmadı.
Kral Cenk sahnede
Belli ki soyunma odasındaki 'zılgıt!', en aynalısından olmalı ki Kartallar, arkalarına adam kaçırmadıkları gibi, yüklendiler karşı kaleye... Oyunu, kanatlara taşıdılar...
Ve böyle gelişen enteresan atak sonucu, Kral Cenk ile öne geçmelerine, şaşırmamak lazım çünkü, gerçek kimliklerine büründüler. Üç maçta alınan üç galibiyet için, başta Şenol Hoca dahil hepsinin ellerinden sıkayım amma, Atiba başta olmak üzere Talisca, Cenk ve Fabri'yi, yani takımın omurgasını, orada olsam da, tek tek sırtıma alsam ya!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.