Müjde verilmeliydi
Türkiye Tenis Federasyonu'nun Dominik Hrbaty ile 3 yıllık bir sözleşme imzalamış olmasının müjde olarak duyurulması gerekirdi. Ancak herkes haberi "sanal dünya" sayesinde aldı. Sürekli arayışlar içinde bulunan federasyonumuz, tenis geleceğimizi şekillendirmek ve oyuncularımızın ön sıralara çıkartılmalarını sağlamak üzere önce dünya çapında ünlü tenis adamı Luis Brueguera ile yarım zamanlı olarak, hatta uzaktan kumandalı denebilecek uzun süreli bir sözleşme imzalamıştı. Bu sözleşme yakında sona eriyor sanıyorum. Umarız bu geçen sürenin bilançosu yanında bir de bu denemeden ders alınır. Bu sayede, ITF'in, eğer olursa onayından sonra Dominik Hrbaty ile yapılacak nihai sözleşmede dikkat edilmesi gereken maddeler unutulmaz. Brueguera dünya çapında ve çok tecrübeli önemli bir tenis adamıydı. Hrbaty ise çok daha genç ve değerli bir tenis oyuncusu. Gerek takım şampiyonalarımızda, gerekse de genel tenisin gelişmesi konularında yararlı olabilecek bir isim. Yeter ki görevi iyi belirlensin, yetkileri sürekli olsun ve başta TTF yönetimi olarak iyi değerlendirilsin, kimselere ezdirilmeden...Medyasız "O2"
Londra O2 arenada dünyanın en prestijli erkekler sene sonu turnuvası, klasmanın ilk sırasındaki 8 oyuncuyla oynandı. Bizden gidebilenler yerinde, gidemeyenler TV'lere, WEB sitelerine saldırarak maçları izlemek için çırpındı, o kadar. Bir süre önce, en iyi 8 kadın oyuncusunu izlediğimiz son WTA turnuvamızı yolcu ederken, medyamız yeterince olmasa da sayfalarında bu büyük olaya yer ayırmıştı. Azdı, ama en azından vardı! Futbola bakıyorum ve neredeyse her gün kendi liglerimizden belki de daha çok yabancı ülkelerin lig maçları medyamızda yer alıyor. Hem de boy boy resimlerle! Ama O2'den nedense hiç ses çıkmadı. Anlayabilene aşk olsun...
