Tolga Tekin

Nefisle mücadele insanı olgunlaştırır

İzmir İl Müftülüğü Aliağa Vaizi Adem Akın, nefse karşı yapılan cihadın insanı olgunlaştırdığını söyledi. Nefis kelimesinin Kur'an-ı Kerim'de 295 defa geçtiğine dikkat çekerek nefsin, insan üzerindeki olumsuz yönleri olan bencillik, gurur, kibir, kin, haset, cimrilik gibi yönlerine karşı nasıl cihat yapılacağını anlatan Akın şunları söyledi: İnsan olumlu veya olumsuz, güzel ya da çirkin duyguları barındıran ve bu duygulara yön vermesiyle diğer canlılardan ayrılır. Allah, duygunun iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin her türlüsünü taşıyan insandan, duyguların, eylemlerin ve sözlerin en güzeliyle kendilerini donatmalarını istemiştir. İşte bu en güzel hasletlerle donanmak için gösterilen çabaya nefisle mücadele denir. İnsanın özellikle batıni ve manevi yönü dediğimiz duygusal ve soyut taraflarına işaret eden nefsin mertebelerine Allah tarafından Nefs-i Emmare (kötülüğü ve şerri şiddetle emreden nefis) (Yusuf, 12/53) Nefs-i Levvame (kendini kınayan ayıplayan nefis) (Kıyame, 75/12) Nefs-i Radiye (Razı olan nefis) (Fecr , 89/27- 28) Nefs-i Mardiyye (Razı olunan nefis) (Fecr 89/27-30) Nefs-i Mülheme (ilham alan nefis) (Şems,91/7) Nefs-i Mutmainne (doyuma, huzura ermiş nefis) (Fecr, 89/27-30) Nefs-i Kamile/ Safiye gibi isimler verilmiştir.

HELAL-HARAM ÖLÇÜSÜ
İslam tarihi boyunca mutasavvıfların, ahlakçıların ilahi mesajlarda ve nebevi metotlardan esinlenerek nefisle mücadeleye karşı verdikleri önem ve uyguladıkları yöntemlerle daha etkili ve verimli olduklarını tarihi veriler ortaya koymaktadır. Ancak sağlam bir itikat ve sahih dini bilgiye dayanmadan yapılan çalışmalarla insanın bu yönüne katkı sunarak terbiye ve ıslah edecek şeylerin yapıldığını ya da az veya çok mesafe kat edildiğini söyleyemiyoruz. Nefsin azgınlığından dolayı insanlığın birkaç defa kimi bölgelerde helak yoluyla sıfırlandığı bilinmektedir. Buna ileri medeniyetler kurmuş nice toplumların günümüze kadar gelen kalıntıları şahittir. İnsanın nefis denen yönünün şımartılması ve azgınlaşması, hırs ve hasedi sebebiyle başkalarıyla bireysel olarak sürekli kavga ve toplumsal olarak savaş halinde olması, ancak nefsinin kötü taraflarıyla ıslah ve terbiye edilememiş olmasıyla izah edilebilir. Peygamberimiz Hz.
Muhammed'in (s.a.v.) nefis terbiyesiyle ilgili pek çok kıymetli önerilerinden bir tanesi de ölçüsüzce tıka basa dolduruldukça insanı azdıran midesidir. İnsanın helal-haram ölçüsüne riayet etmeden yiyip içmesi, helalinden olsa bile mideyi sürekli tıka basa doldurması, kişide doyumsuz bir kişiliğe sebep olduğu gibi, açın ve yoksulun halinden anlama melekesini de kaybetmesine sebep olur.

HEVES VE ARZULAR
Her daim tok olmak ve mideyi dolu tutmak, kişiyi, başka insanlara karşı müstağni olduğu vehmini vererek gurur ve kibre sevk eder. Bu ölçüsüz tokluğun sebep olduğu bir başka olumsuzluk ise kişinin midesinde olduğu gibi şehvette de doyumsuz hale gelmesidir.
Günümüzde müptelası olunan bu illetin toplumda ahlaki zaaflara, iffet ve hayanın yok olmasına sebep olduğu ortadadır. Başka bir sorun ise dengesiz beslenmek ve damak zevkine sınır koymamanın sebep olduğu obezite hastalığıdır. İşte bu ve daha niceleri gibi aşırılıklar insanda nefis denen doyumsuz, ölçüsüz, duygu, düşünce, talep, heves ve arzuların sebep olduğu olumsuzluklardır. Bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldıran, insanı olması gereken kıvamda tutan, nefsi çok yönlü terbiye eden ve nefse karşı nasıl cihat edileceğine dair, nefislerin mürebbisi, yegane te'dib ve ıslahçısı olan Sevgili Peygamberimiz "İnsanoğlu midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır.
İnsana belini doğrultacak birkaç lokma yeter. Şayet nefsi (iştahı) çektiği için illa da yiyecekse midesinin üçte birini yemeğe (katı gıdaya) üçte birini içmeye (suya) üçte birini nefes almaya ayıracak şekilde yesin." (Tirmizi/2380) (İbn Mace/3349) (Ahmet b. Hanbel/17186) buyurmuştur. Bu hadisi şerif bir müslüman ferasetiyle kafa yorup, gereğini yerine getirince nefsin başımıza açabileceği muhtemel musibetlere karşı son derece kolay ve basit bir yöntemle nasıl cihat edeceğimize dair sevgili peygamberimizin etkili bir önerisidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.