Aceleci sinek süte düşer

Ne demiş atalarımız: "Aceleci sinek süte düşer". Yani bir işte acele etmemeliyiz, acele edersek yanlışlar yapabiliriz. "Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç beklenmemelidir; o iş ya yanlış ya da bozuk olur"

Ve beklenen oldu
Ve beklenen oldu.. Yüksek Seçim Kurulu, Atila Sertel'in adaylığını iptal etti. CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Atila Sertel'in Basın İlan Kurumu'ndaki (BİK) görevinden istifa etmediği ve bu nedenle haksız kazanç sağladığı iddiasıyla CHP'lilerin adaylığına yaptığı itiraz sonuçlandı. Yapılan itirazı değerlendiren Yüksek Seçim Kurulu, Atilla Sertel'in Milletvekili adaylığını iptal etti. Sertel adaylığının iptalini twitter'daki hesabından şu sözlerle duyurdu:

Arkadaşlar, YSK, CHP'li aday arkadaşlarımızın itirazları sonucu, BİK Genel Kurulu'na katılmamı gerekçe gösterdi ve adaylığımı iptal etti.

Şimdi Atila Sertel'in adaylığının düşürülmesiyle ilgili farklı şeyler düşünülebilir. Ama daha önce de yazdım; Atila Sertel'in milletvekili adaylığına karşı çıkma gibi bir durumum yok. Sertel aday olsa da olmasa da beni bozmazdı. Ama CHP'de bazı dengeleri bozabilirdi. Çünkü daha sonra yapılacak bir itirazda CHP'nin ve CHP'lilerin emeği boşa gidebilirdi. Ben sadece, "Testi kırılmadan önlem alın" dedim. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Atila Sertel'in başına böyle bir şey gelebileceğini hesap etmesi, Basın İlan Kurumu'ndan istifa etmesi ve o parayı almaması gerekirdi. Basın İlan Kurumu Genel Kurulu'na katılarak aldığı o para Atila Sertel'in değil, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı'nın hakkıydı.

Türkeş'i İzmir'de kahveyle kim zehirledi?
MHP'nin ebedi lideri Başbuğ Alparslan Türkeş'in, İzmir Gümüldür'de bulunan yazlığında kahveyle zehirlendiği öne sürüldü.

Bilge oğuz Yayınları'ndan çıkan 660 sayfalık kitapta, Türkeş'in hayatına dair kamuoyunda az bilinen gerçekler yer alıyor.

1980 öncesinde Ülkücü Hareket'in önde gelen isimlerinden Oğuzhan Cengiz'in kaleme aldığı kitapta, 60'lı yılların sonu 70'lerin başında Türkeş'e yönelik iki suikast girişimi şöyle anlatılıyor:

"Türkeş parti çalışmalarından fırsat bulunca İzmir Gümüldür'e dinlenmek için gelirdi. Bir seferinde ilçede bir parkta içtiği kahveden zehirlenmişti. Bu husus kimseye haber verilmedi. Bundan sadece eşi Muzaffer Hanım'ın ve benim haberim oldu. Fakat teşkilata haber verilmedi. Bu işin tahkikatı için ilgili mercilere de bilgi verilmedi.

Bir başka seferinde yine İzmir'de Gümüldür semtinde eşi Muzaffer Hanım'la giderken, kendisine bir motosikletli çarpmış, bayılmış. Baygın haldeyken "Bana Ahmet'i çağırın" demiş.

Ben gittiğimde ayıktı ve kendine gelmişti. Muzaffer Hanım: "Ahmet Bey, yere düşer düşmez sizi andı; sizi istedi, Aslan sizi çok seviyor" dedi.

"Ben de kendisini" dedim.

Muzaffer Hanım'a göre bu bir kaza değil, suikasttı. Çünkü "Aslan'la yolun çok kenarından yürüyorduk. Çarpan motosikletli, çarpar çarpmaz süratle uzaklaştı. Oysa yol asfalttı ve bomboştu" dedi.

Bu arada Ahmet Bey, 27 Mayıs 1960 Harekatı içinde de görev alan Milli Birlik Komitesi Üyesi Ahmet Er'dir.