İnsanlar yetiştikleri çevrenin eğitimini alırlar. Bu bakımdan görgüleri, beceri ve bilgileri, davranışları, yol ve yöntemleri birbirinden farklıdır. Buna rağmen kimi kişiler özenti hastalığına yakalanırlar ve onu bunu taklit etmeye başlarlar. Ancak bunu beceremezler, bunu beceremedikleri gibi tabii davranışlarını da yitirir, gülünç duruma düşerler. CHP İzmir 1'inci Bölge 3'üncü sıra Milletvekili adayı Tuncay Özkan da birilerini taklit edeyim derken, kendi benliğini şaşırmış, geçmişini çabuk unutmuş.
KAVGA YARAR GETİRMEZ
KAVGA YARAR GETİRMEZ
Partilerin milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu'na teslim etmesiyle birlikte seçim dönemi başladı, ancak CHP İzmir 1'inci Bölge 3'üncü sıra Milletvekili adayı Tuncay Özkan'ın söylemlerine bakarsak, İzmir gergin bir seçim dönemine hazır olmalı. Ama Özkan'ın şunu unutmaması gerekir, İzmirlilerin adaylardan beklentisi birbirlerine saygı çerçevesinde seçim çalışması yürütmeleri yönünde. Adaylar 7 Haziran seçimlerinde Tuncay Özkan gibi "Kin, kavgacı, birbirine hakaret eden" söylemlerle seçmenlerinin önüne çıkarsa, onlara gerekli cevap sandıkta verilecektir. Özkan, 'Armut piş, ağzıma düş' misali Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bile ön seçime girdiği bir ortamda, CHP'ye yıllarını veren insanların hakkını nasıl yediğinin hesabını vermelidir.
GEÇMİŞİNİ SİLEMEZSİN
GEÇMİŞİNİ SİLEMEZSİN
Dün bir toplantı düzenleyen Tuncay Özkan, projeler ve çalışmalarını anlatmak yerine iktidar partisi adaylarına dil uzatmayı tercih etmiş. Özkan'ın AK Parti milletvekili adaylarına "Kaliteden yoksun, abur cabur" sözleriyle hakaret etmesinin, İzmirliler tarafından da tepkiyle karşılanacağından eminim. Tuncay Özkan'ın bu sözlerini duyunca rahmetli babamın, "Herkes kendi sahip olduğu kumaştan giysiler biçer karşısındakine" sözü geldi aklıma. Tuncay Özkan'a tavsiyem, özellikle kendi bölgesindeki AK Parti milletvekili adaylarını bir kez daha gözden geçirsin. Bu isimler sizi, zekalarıyla, kültürleriyle, bilgi ve siyasi birikimleriyle cebinden çıkarır.
Ama Tuncay Bey, adaylardan birisi karşınıza çıkıp, "1998 yılında hangi partinin genel başkanı, hangi işadamına sizi medya kurumuna almasını söyledi. Siz de bu kanala geçerken kaç para aldığınızı açıklar mısınız?" diye sorar.
Geçmişinizi silemezsiniz Tuncay Bey, bunu unutmayın lütfen.
