Kılıçdaroğlu’nu kandırmayın

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde partisinin belediye başkanları toplantısında Eskişehir ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni örnek göstermiş.
Sayın Kılıçdaroğlu, bir de İzmirlilerin ağzından dinlese keşke Aziz Kocaoğlu'nun neler yapamadığını. Ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun fazla yorulmasını istemediğim için onu bilgilendirmek için aşağıdaki yazıyı kaleme aldım.
KOCAOĞLU'NUN YAPAMADIKLARI
Kanunlara, nizamlara bakıyorum da belediyelerin kent planlamasından, toplu taşımadan tutun da öğrenci yurdu kurmaya kadar birçok görev ve yetkisi bulunmaktadır. Biz Avrupa kenti İzmir'de bu hizmetleri ne zaman göreceğiz ya da ne zaman bu gibi hizmetlerden yararlanacağız bilmiyorum.
Mevcut anlayışla ve yönetim düzeniyle beklentim yüksek değil.
Ama günlük zorunlu ihtiyaçlarımı karşılamak bile beni mutlu etmeye yetecektir. 12 yıl gibi süre vermiş olmamıza rağmen insanların zorunlu olarak almak istediği hizmeti vermemenin benim lügatımda bir tarifi mevcut değil. Ya da yapmayacağım.
Her gün teknolojik harikalarla donatılan belediyemiz bu imkanları halkına sunmak yerine gizliden gizliye uydurma bahanelerle İŞÇİLERİNİ atmakla ve dünyanın en pahalı suyunu satmakla mı meşgul oluyor?
Durum bu iken toplu ulaşımın can damarı otobüslerin halini anlatmaya gerek duymuyorum.
Halk görüyor ve birebir yaşıyor.
Tek dileğim bir gün o otobüsleri sizin de kullanma zorunluluğunuzun olmasıdır. Başka türlü anlamanız mümkün olmuyor çünkü.
Araç ve gereçlerin sayısının çok olması sorunu çözmek yerine sorun ağını genişletmektedir.
Bence onları yerinde ve doğru kullanmak gereklidir. Bunu ise diplomalar değil beyinler düşünebilir.
Diyorum ki sendikalarla omuz omuza verip ya da bir takım asılsız iddialarla köşede oturmaya mahkum ettiğiniz ULAŞIM ekibini sahaya bir sürün. Ya da sendikalar yeni atamalar yapsın da sorunsuz bir şekilde evimize, işimize, okulumuza gidip gelelim. Elbette şehirde yaşamanın bir bedeli vardır ama mahkumiyet olmasın, olmayacak. Parasını ödediğimiz hizmeti almak anayasal bir hakkımızdır. Hakkımızı almak için her türlü yasal adımları atacağımızı bilmenizi isterim.
SORUMLULUK ALINMALI
Yüksek maaşlarla kurumların başına getirdiğiniz, bilgi ve birikimi olmayan bürokrat takımı bu işlerin sorumluluğunu almalıdır.
Almayan alınmalıdır. Eşinin rahatsızlığı bahane edilerek başarısız bir bürokrat görevde tutulamaz.
Asılsız gerekçeler ya da sendikaların isteğiyle görevinden alınan, emekli edilen memurların ailelerinin rahatsızlığı veya psikolojik durumu alınmama nedeni olmuyor ama koca köklü kurumların başında bulunan bir bürokratın eşinin rahatsızlığı görevde kalmasına sebep olabiliyor...
İlginç.
Umarım diğer alınan memurlar ve aileleri hayır dualarını eksik etmiyordur.
Belediye şirketi İZULAŞ'tan kullanım ömrünü doldurmuş araçları yüksek maliyetle kamu kurumu olan ESHOT'a aktarmanın mantıklı bir açıklaması olduğunu umuyorum. Ne kadar mantıklı olursa olsun yönetim gerçeği bariz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Yasal yollara uyabilir ama vicdanlara uyması beklenemez. Tabi vicdan varsa...
ADALET ARAMANIZ NORMAL
Şimdi sizin neden adalet diye 423 kilometre yol teptiğinize hak veriyorum. Elbette kendinizde olmayan bir olguyu aramak erdemlidir. Tebrik ederim. Bakalım sizden adalet talep edenlere karşı tutumunuz ne olacak?
Zaten işten atarak adaletinizi gösterdiniz. Fazla yoruma gerek yok sanırım.
Senelerdir devam eden ulaşım kartları kabusu da hala devam etmektedir. Kart birimi çok güzel donanımlı bir kafeterya gibi maşallah.
Muhabbet bol icraat sıfır.
Sezon başlayınca talep artınca burası ne olacak merak içindeyim.
Gerçi hizmet aktarımında halkın büyük çoğunluğunun pek beklentisi kalmamış olup tek beklentisi sandık kalmıştır. Sandıktan çıkacak sonuç sizleri üzebilir.
Uyarmakta fayda var. Kısacası hiçbir hizmeti insanlara layık şekilde sunmamaktasınız.