Hepimizin kafası çok karışık...
Bir tarafta barışa olan özlem ve terörün yarattığı bıkkınlık hissi...
Diğer tarafta beynimizi kemiren bölünme paranoyaları...
Bugüne kadar hep halının altına süpürdüğümüz Kürt sorunuyla biraz sancılı da olsa yüzleşiyoruz...
Yaşı müsait olanlar ve tarihe meraklılar bilir...
Kürt meselesi tıpkı bugün olduğu gibi 20'ler, 30'lar, 60'lar, 80 ve 90'larda da Türkiye'nin bir numaralı sorunuydu.
90 yıldır iktidara gelen herkes 'orada' bir sorun olduğunu defaatle dile getirdi...
Özal ve Recep Tayyip Erdoğan hariç çözüm için kimse taşın altına elini koymadı...
Belki de koyamadı...
Şu aşamada meseleye kendi meşrebinden bakan siyasilerden çok yakın tarihe odaklanmak en iyisi...
Bunu yaptığınızda devletin Kürt sorununa teşhisi ta 90 yıl önce koyduğunu ama tedaviye başlamaktan özenle kaçındığını göreceksiniz...
Haberdar oldukları ve nasıl çözeceklerini bildikleri bir soruna sırtını dönen bazı siyasilere şaşıracak, çokça da kızacaksınız...
Atatürk'ten Abdullah Gül'e Kürt mesesi üzerine kim ne demiş merak ediyorsanız buyurun...
Mustafa Kemal Atatürk: Türkiye'nin halkı söz konusu olurken, onları da (Kürtleri) beraber ifade etmek gerekir. İfade olunmadığı zaman bunlar kendilerine ait sorun yaratırlar, hır çıkarırlar.
Adnan Menderes: (Yassıada'da kendisini sorgulayan MBK üyelerine Kürt sorununa bakışını anlatıyor) Bizim çözümümüz demokrasiydi. Halka vereceğimiz serbestlikle bu işin hallolacağı kanaatindeydik. O yönde hareket ettik. Böylece halkı yönetime ve ülkeye bağlama yolunu seçtik.
Turgut Özal: 21'inci asırda çözüm sopayla olmaz, özgürlük, diyalog ve ikna ile olur.
Bülent Ecevit: Türkiye'de Kürt sorunu yoktur, ağalık sorunu vardır. Ağalar topraklarını korumak için Kürtçü olup PKK'ya yardım da ediyor, Türkçü de oluyor. Olan da köylüye oluyor. Bölge bu yüzden gelişmiyor.
Süleyman Demirel: Cumhuriyet hiç başarılı olamamış orada (Güneydoğu). Tek parti dönemlerinde yanlış-doğru bir şeyler olmuştur. Bölünme kuşkusundan doğan birtakım kaygılar olmuştur.
Necmettin Erbakan: Bu ülkede Türkler de var, Kürtler de var. Sen 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' dersen, onlar da 'Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım' der. Türkiye'de devlet değil, devletin bazı yanlış yetişmiş fertleri Güneydoğu'da halka zulmetmiş, zulmetmekten zevk almışlardır.
Alparslan Türkeş: Biz 900 yıldır kardeşiz. Benim yeğenlerim Kürt'tür. Kız kardeşim Kürt'le evli. Bizim birbirimizden ayrılmamız mümkün değildir. Bu ülke Türk-Kürt çatışmasıyla bölünür. Bize düşen Türkiye'yi dış güçlerin müdahale edebilecekleri bir iç savaş alanı olmaktan çıkarmaktır.
Erdal İnönü: Ana dili Kürtçe olan insanların ana dillerini konuşmalarına izin verilmeli. Resmi dil Türkçe olmalı ama ana dil eğitimi güvence altına alınmalı.
Muhsin Yazıcıoğlu: Sorun Kürt veya Türk sorunu değil bir sistem sorunudur.
Abdullah Gül: İster terör, ister Güneydoğu, isterseniz Kürt sorunu deyin, bu Türkiye'nin en önemli sorunudur.
Celal Bayar: Kürt sorununun halli kolaydır. Biz Taksim Meydanı'nda bir kişi asarız, bu sorun çözülür.
Kenan Evren: Kürt diye bir şey yoktur. Bu, Güneydoğu'daki insanlarımızın, karda yürürken ayaklarından çıkan kart-kurt diye seslerden oluşmuş bir kavramdır!
Erdoğan'ın Ege mesaisi
Başbakan Erdoğan, perşembe günü partisinin Egeli vekilleriyle buluşuyor. Daha önce iki kez ertelenen bu görüşme çok kritik. Daha önce 6 bölgenin milletvekillerini kabul eden Erdoğan'ın en son görüşmeyi Egelilere ayırması dikkat çekici. Çözüm sürecine yüzde 43'le en az destek veren bölge Ege. Bu istatistik dahi tek başına görüşmenin önem derecesini artırıyor. Bakalım perşembe gününden kulislere neler yansıyacak?