• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞENER MUTER

Dil ve söylem sorunları

sener.muter@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02.05.2010, 00:00
İnsan kaynaklarının başarılı olmasında konuşma dili ve yazılı iletişim yeteneği çok önemli bir rol oynuyor. İnsanlar konuşarak ya da yazarak birbirleriyle iletişim kuruyor. Sorunlar, sevinçler ve duygular dil aracılığıyla iletiliyor. Nerede ve nasıl konuşmak gerektiği ya da ne zaman susulursa daha uygun olacağı konularında insanlar nedense bilinçli davranmıyor. Ülkemizde yaşanan dil ve söylem sorunlarının bireysel ilişkilerden, siyasi etkinliklere kadar pek çok konuda olumsuz gelişmelere neden olduğunu görüyoruz.
Dil sadece konuşulan kelimelerin ve söylenen sözlerin toplamından meydana gelmiyor. Öyle ki, dil sınırları çizilemeyen dinamik bir varlık görünümünde. Ayrıca, her ulusun ana dilinde pek çok yabancı kökenli kelimeler var. Diller böylece giderek daha karmaşık bir yapı kazanıyor. Yazarken ve konuşurken kullandığımız kelimeleri ne kadar bilinçli seçersek dilimiz o kadar akıcı oluyor ve daha kolay anlaşılabiliyor.

GÜLER YÜZ - TATLI DİL

Günlük yaşamda bireyler devamlı konuşan taraf olmak istedikleri için birbirlerini anlayamaz duruma geliyorlar. Çoğu zaman insanlar arasında doğru iletişim kurulamıyor. Bu nedenle dostluk ve arkadaşlık duyguları da giderek azalıyor. Niteliksiz konuşmalar nedeniyle bireyler arasında sevgi, saygı, hoşgörü de kayboluyor. Bireysel ilişkilerde ve siyasi yaşamda karşılıklı konuşmalarla çözebilecek küçük sorunlar bile sorumsuz davranışlar nedeniyle büyütülüyor ve çözümsüzlüğe itiliyor.
Dil ve iletişim sorunlarıyla çok sık karşılaşıyoruz. Vatandaşlar, politikacılar, iş dünyası ve tüm çalışanlar dil ve iletişim sorunlarını aşmak için daha bilinçli, daha ölçülü ve daha açık yürekli olmak zorunda. Dedikodu yapma, insanları çekiştirme, başkalarını yanıltma, ikiyüzlü olma, dil ve iletişim sorunlarının çözümünü engelleyen en sakıncalı davranışlar arasında yer alıyor.

GÖNÜL YARASI
Ülkemizde giderek artan bir siyasi söylem sorunu yaşanıyor. Sağlıklı iletişim kurulamamasının çeşitli nedenleri var. İnsanlarla iletişim kurarken birbirimizi anlamayı, dinlemeyi ve yerine göre de susmayı bilmeliyiz. Sözüne güvenilir insanlar olmalıyız. Ancak bu şekilde tutarlı ilişkiler ve gerçek dostluklar kurulabiliyor. Onun için daha insancıl, güler yüzlü ve tatlı dilli olmakta yarar var.
Konuşmak; karşılıklı iletişim kurmak değil de, düşüncelerimizi başkalarına zorla kabul ettirmek şeklinde algılanıyor. Görüşleri farklı olan bireyler bir araya gelince birbirleriyle konuşmuyor, onun yerine tartışıyorlar. Bu tartışmalar insanların sonradan üzüntü duymalarına neden oluyor. İnsanların yüreğinde iyileşmeyen bir yara olarak kabul edilen gönül yarası da işte böyle oluşuyor. Bu konuda çok sık duyduğumuz bir söz var: "Kılıç yarası geçer, gönül yarası geçmez."
Konuştuğumuz dil ve söylemlerimizle kimsenin gönlünün kırılmasına fırsat vermemeğe özen göstermek zorundayız. Kendimizi karşımızdakilerin yerine koymaya ve onları anlamaya çaba harcamalıyız. Dil ve söylem sorunlarını çözmek için gevezelikten sakınmak, boşboğazlık etmemek, yeri geldiğinde susmayı bilmek, güven ortamı sağlamak, doğruları söylerken de kırıcı olmamak gerekiyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA