Bu ara biraz gezdim. Yaşlılık işte... Geçen hafta 2 günlük bir Milano yaptım ki onu önümüzdeki günlerde anlatacağım. Dün Bodrumdaydım. Bodrum yani... O 'yani'yi nasıl telaffuz ederseniz öyle anlamlaşır. Tam Bodrum gibi... Maksat Bodrum'u nasıl yaşamak istediğinizdir. Size oraları da anlatacağım ama önce Antalya...Geçen hafta uzun süre çalıştığım hatta bir süre yaşadığım Antalya'ya gittim. Altın Yunus, Vural Öger Otelleri, Kaya Otelleri vb. tatil köyü zincirinden tanıdığınız ve çoğunda birlikte çalıştığımız Sami Türkay, şu sıralar Kemer'de büyük bir kompleksin CEO'su. Yanına gittim. Önce Beldibi'ndeki otellrinden birinde tüm üst düzey yöneticileriyle yemek yedik. Kemer'deki Türkiz Otel'e geçtik. Son gittiğimden bu yana önemli değişiklikler olmuş. Hemen önünden başlayan Ay Işığı korusunu gezdik. Orası da onlara ait. Çok kaliteli bir marina ve etrafında hatırı sayılır restoranları, kulüp ve beach'leri olan dev bir alan...
KENDİMİ ŞIMARTTIM
Antalya'ya geçmeden yıllardır çok merak ettiğim bir tatil köyü olan Orange Country'ye uğradım. Çok değer verdiğim arkadaşım Songül (Çavuşoğlu) buranın Spa'sını işletiyor. Birazcık Songül'den bahsetmek isterim. Arkadaşım Ankara'da doğmuş liseyi Almanya'da bitirmiş, kozmotoloji mezunu neşeli, kültürlü ve oldukça kaliteli bir hanımdır. Avustralya'da 17 sene spa ürünleri ihtisasından sonra İstanbul Hilton'da Figaro Güzellik Salonu'nda kozmetisyen olarak mesleğinin Türkiye'deki yolculuğuna başladı. Seda Sayan, Nükhet Duru, Erol Simavi, Erdoğan Demirören bakımlarını yaptığı yüzlerce ünlüden birkaçı... Sungate, Ela Quality derken eşiyle Antalyalı oldu... İyi ki de oldu. Çok sevdiği Dağ, deniz ortamının en güzel yeri Kemer'de nefis bir doğanın içinde Orange Coutry'de harika bir Spa işletiyor. İyi ki işletiyor ki ben de gittim ziyaretine, iyi ki beni zorladı ki ben de 2 saat için bile olsa o güzel spa'da rahatladım. Arkadaşımın iyi bir lafı var. "İnsanların kendilerini şımartmalarına izin veriyorum" diyor ve devam ediyor "Bir spa, önce insanın bedenine sonra ruhuna ve zihnine hitap etmeli felsefesindeyim. Burada en mühim ilkem misafir memnuniyetidir. Sezonda 2 kere tekrar tekrar gelen gruplarım var. Otel gibi Spa da kış ve yaz faaliyet gösteriyor ve hep doluyuz. Thai'den tutun tüm uzakdoğu masajları var. Hamam ritüeli harika. Gül sabunlarıyla başlayıp gül şurubuyla bitiyor. Peeling, gül vs. esanslı deniz tuzlarını tadıyor, Kleopatra hamamından geçip, ballı, sütlü, 4 elli masajları, cilt, vücut, medikal bakımlar vs vs seçimleriniz var. Bunlar paketler halinde sunuluyorlar...' Helal olsun sana Songül demekten kendimi alamadım
MASAL GİBİ BİR OTEL
Bir de Spa deneyimimden sonra tatil köyüne kendimi atınca cidden büyülendim. Hep masal köyleri hayal eden bana çok tesir etti burası inanın. Aynen Amsterdam garının dekoruyla içeri giriyorsunuz ki burası lobby oluyor, barları, gişeleriyle. Oda anahtarları tren bileti... Odanıza geçmek için perona iniş yolundan geçiyorsunuz. (Hiçbir detay atlanmamış)Ortasından kanal geçen konsept evleriyle bir Amsterdam sokağına geliyorsunuz. Katlarından biri sizin odanız olacak rengarenk evlerin altında toplam 9 tane ayrı özellikteki restoran, kafe, burger barlar ve değişik tarzda dükkanlar var. Hollanda'da uzun süre yaşayan otelin sahibi Ömer Torosoğlu'nu bu çok güzel minik şehir için tebrik ediyorum... Orange Country'nin bir başka özeliği de yurtdışında bulunan acenteler tarafından doldurulması. Otelin, kibar genel müdürü Alper Karakaş'ı da bu güzellikleri sunmasından dolayı geçmemek lazım. Hem böyle göze gönüle ve sıhhate hitap eden bir kompleksi sunup insanları mutlu ettikleri için hem de ülkemizi iyi bir şekilde onların rahat edecekleri bir şekilde temsil ettikleri için Orange Country personelini ve bana bunları tanıttığı için Songül'ümü kutluyorum...
Dost lezzetlerle buluşma
İstanbul Nişantaşı'nda nefis bir kebapçı vardır. Bilen bilir orayı. Temiz mutfağı ve lezzetli etiyle 1950' den beri markasından ödün vermeyen Hacıbey kebapçısı Bursa kökenlidir. İstanbul'da evime komşu olan bu lezzeti Antalya'da görünce, hele sahiplerinin benim yıllardır tanıdığım ve hatta birlikte çalıştığım Vedat-Şeniz Bahşi çifti olduğunu duyunca uğramak kesinleşti. Vedat 2008'de Hacıbey'in frenchasing'ini almış ve Antalya Lara'da 100 kişi kapsamlı restoranını açmıştı. Pırıl pırıl servisiyle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı'ndan Hıncal Uluç'a, Ferhat Göçer'den Prekazi'ye kadar kişilerin yanısıra Antalya'nın hatırı sayılır kitlelerine hizmet veriyor. Etler, Hacıbey tarafından gönderiliyor. Bursa'yı, İstanbul'u aratmayan Vedat'ı kutluyorum.
İzmirli İzmir'i unutma
Şimdilerde WOW otellerinin başına dönen İzmirli Edip Araç ve İzmir'de birçok başarılı toplantıyı gerçekleştiren eşi Dilek Araç'ı çoğumuz tanırız. Güzel bir ailenin başarılı babası Edip, dekordan, yemekten, mezeden, balıktan hele işletmecilikten çok iyi anladığından Antalya Lara'da harika bir balıkevi de açtı. Pescador sade ama çok şık dekoruyla Antalya'nın üst düzey balıkseverlerini kapmış bile. Edip'e başarılarının devamını diliyorum. Keşke İzmirli İzmir'i unutma sloganını hatırlatsak İzmir'e getirsek Pescador'u da, Edip Araç'ı da...