• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yaşı 87... Sahnede bir delikanlı... HÜROL DAĞDELEN

Yaşı 87... Sahnede bir delikanlı...

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.04.2011, 00:00

Hayat insana neler öğretiyor, her geçen zamanda; ona sımsıkı sarılmayı, kolay pes etmemeyi, sorunları çözmede sabırlı olmayı, kimsenin kaşını gözünü yarmadan istemeyi, hoşgörülü olmayı, insana saygı göstermeyi ve yaşama sevincini hep yüreğinde hissetmeyi...
Evet işte bu nokta çok önemli... Yaşama sevinci ve hayata bağlılık; bir de üstüne tutkunu olduğu bir yaşam olgusu eklenince, mücadele daha başka bir anlam kazanıyor.
İşte bu yüzden hayatın değeri kat be kat artıyor; hele özel ve hayranlık duyacağınız yaşam öykülerine tanık olunca...
Ben buna önceki gece dostlarımda gittiğim, yeşillikler içinde, Foça'da mütevazi ve çok özel bir "Çiftlik" evinde tanık oldum.
Bunu bana yaşatan kişi ise Beethoven Recai...
***
Özer Uğurer yönetimindeki İzmir Fasıl Grubu'nun, en kıdemli, en heyecanlı ve müziğe en tutkun elemanı Recai Yalım...
Tam 87 yaşında... Duyunca oturduğum sandalyeden düşecektim. Yaşıtları torun severken, o ekmek parası peşinde...
Hem de hayattaki en değer verdiği şeyle, müzikle yapınca bu savaşımı, daha da hayranlık besliyor insan...
İşte bunun için onu Beethoven Recai diye çağırıyorlar. Müziği emek verdiği, beste yaptığı, yorumladığı için...
***
İnanılmaz bir enerjisi var, yaklaşık üç saatin büyük bir bölümünde ayakta çaldı kemanını, müzik kültürüne ise şapka çıkartırsınız.
Elindeki saza müthiş hakim...
Daha 10 gün önce, solunum yetmezliğinden yatmış hastanede... İyileşir iyileşmez de istediği tek şey kemanı...
Fotoğrafını gördüğünüz kemanı 10 yaşından beri çalıyor, babasından kalma, tam 200 yıllık...
Hem kendisi hem kemanı birer tarih gibi karşımda... Ud da çalıyor ama kemanın yeri, hayatında bir başka...
Billur gibi sesiyle, Türk Sanat Müziği'nin, en sevilen şarkılarını yorumlayan Nevin Uğurer ile udi Tayfun Erülkü ve ritm saz ustası Yılmaz Kovacı, Beethoven Recai'nin koro arkadaşları...
Böylesine güzel bir uyum, çok az orkestrada gördüm inanın...
Beethoven Recai gibi bir tarihi izleyince bütün bir gece hayatın ne kadar değerli olduğunu ve isteyince insanı yaratıcılığın zirvesine çıkaracağını görüyorsunuz.
İncçir çekirdeğini duldurmayan şeylere üzülmeye bile utanıyor insan...
Sevgili Recai Amca, o çok az bilinen Karşıyaka şarkısını hem çalıp hem de söyleyince, ellerimin alkışlardan kızardığı andı, inanın...
***
Çiftlik, Foça yoluna döner dönmez, yaklaşık 400 metre sonra, çok keyifli, sahibi gibi sıcacık, dost canlısı bir eğlence ve dinlenme mekanı...
Sahibi Nurettin Günüç, yıllar önce devletten emekli olunca almış burayı, önce oturmak sonra da sahip olduğu güzellikleri paylaşmak adına...
Gerçekten mekanına girer girmez sizi sıcak bir dost yüzü karşılıyor, yalaka bir gülüş değil, samimi bir dost eli kavrıyor sizi yüreğinize kadar inen bir coşkuyla...
Adınızla seslenmesi ise, size verdiği değeri gösteriyor, gelmeden önce konuklarını tanıma gayretine şapka çıkarıyorsunuz.
Aradığınız her şey var bu mekanda... Yemyeşil bir bahçe, dost insanlar, mezesiyle, yemeğiyle, güleç servisiyle, insanın ruhuna inen bir samimiyet var her şeyden önce...
Hani o çok aradığımız, hani o başkalarında "Bir şey eksikti" diye sızlandığımız cinsten...
***
Fasıllı geceleri ise her şeyin ötesinde... Beethoven Recai, her cumartesi akşamı arkadaşlarıyla burada bir müzik keyfi yaşatıyor her "Çiftlik" müdavimine...
0533 631 05 20 nolu telefonu aramanız yeter.
Beethoven Recai'yi, 87 yaşında, o yaşam enerjisiyle, hayata sıkı sıkıya bağlılığıyla yaşamak bile her şeye değer...
Yazılarımda telefon numarası vermeyi etik bulmam, sevmem de...
Ama bu Beethoven Recai'yi tanımanız için... Hayata küsmeden mücadele etmeniz için...
Çünkü onun kemanın teline dokunduğu her an, bizim yaşama sarılmamız için bir neden...
Onu görüp, tanık olmak gerek...

GÜNÜN SÖZÜ
Dünya sonsuzluk içinde küçük bir parantezdir.
Thomas Browne

İçimdeki çocuk
Yaşam uzun gibi görünen ama kısacık bir yolculuk... Sorunlarıyla, sevinçleriyle, hüzünleriyle deneyim kazandığımız bir hazine...
Bir şey daha var, içimizdeki çocuk...
Hani o saf, hani o dokunulmamış, hani o "yürekli" yaşama sevinci...
İnsanlık bencilliğe dönüştükçe, hiç bitmemesi gereken bir duygudur o...
İşte Murathan Mungan, "içimizdeki çocuğu" satırlarına çok özel sığdırmış...
Fazla söze gerek yok, o herşeyi tüm gerçeğiyle anlatıyor.
****
Kırılgan bir çocuğum ben,
Yüreğim cam kırığı.
Bütün
duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı.
Saldırgan diyorlar bana.
Oysa
kırılganım ben.
Gözyaşlarım mücevher,
Saklıyorum herkesten.
Ürküyorlar
gözümdeki ateşten.
Ürküyorlar dilimdeki zehirden.
Ürküyorlar o
dur durak bilmeyen
Gözükara cesaretimden.
Diyorlar: Bir yanı sarp
bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle
yapmasam ben,
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar
ağacı.
Bir yanım buz sarayı...
Murathan Mungan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA