• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Tüyap Kitap Fuarı’na ilgi izdiham boyutunda HÜROL DAĞDELEN

Tüyap Kitap Fuarı'na ilgi izdiham boyutunda

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20.04.2011, 00:00
İzmir'de yaşanan en etkili organizasyonlardan biridir, Tüyap Kitap Fuarı...
Bu yıl 16. kez kapılarını açtı, hem de büyük bir gürültüyle...
Ünlü yazarlar, gazeteciler, öykücüler, araştırmacılar okurlarıyla buluştu; kimi zaman zorlu, kimi zaman keyifli anlar yaşanıyor.
Kitabın okurla, yazarın hayranıyla buluşması kadar, coşkulu bir an olamaz sanırım.
İşte bu yüzden her kitap fuarı, benim için yeni şeyler öğrendiğim dünyaya açılan yeni bir penceredir. Hem yazarlarla tanışır, hem yayınevlerini izler, hem de o tatlı telaşın bir ölçüde tanığı olurum.
Bu yıl da, her sene yaptığım gibi, fuarı gezdim, onları gözledim, birebir heyecanlarını yaşadım.
***
İlk gözlemim pazar günü üzerine, yani fuarın ikinci günü... Öncelikle söyleyeyim, ben böyle bir kalabalık, hiçbir yıl yaşamadım.
Eh evet, kalabalıktı, coşkuluydu ama izdihama hiç tanık olmadım. Hatta kapıları kıracak kadar...
Emin olun, o an kitapseverlerin yanındaydım. Görevlilerle halkın sık sık karşı karşıya gelmesi, uyarıların havada uçuşması, bu özel etkinliğin ilk aklıma gelen anları...
Çok geniş bir katılım var fuarda, hani neredeyse iğne atınca yere düşmeyecek kadar...
Standları gözlerken Muzaffer İzgü'yü gördüm. Yine inanılmaz sevgi dolu, öykülerinde olduğu gibi, sıcak ve neşeliydi. Çocuklar, İzgü dedeyi dinlerken, o kalabalıkta pür dikkat kesilmişti.
Az sonra Hüseyin Yurttaş'ı gördüm, onun heyecanı da bir başkaydı. Oya Baydar oradaydı, Vural Savaş oradaydı.
***
Bir de izdiham derecesinde bir ilgi, bir yazara... Yılmaz Özdil bu isim... Ona olan sevgi inanılmazdı. Köşe yazılarıyla toplum hafızasına yeni bilgiler ekleyen, uyaran, haberci kimliğiyle yol gösteren Özdil, memleketi İzmir'de, olağanüstü bir sevgi çemberine alınmıştı.
Onun yazdığı ilk kitap "İsim, Şehir, Hayvan" kapış kapış giderken, okur aldığı kitabı Özdil'e imzalatmak için, inanılmaz bir kalabalığın içinde kendini buluyordu.
Hani, o kalabalığın içine "Bedava ekmek var" deseler ve siz aç olsanız bile girmeyi göze alamazsınız.
Öyle bir izdiham...
Gazetecilik mesleğine Yeni Asır'da başlamış, hatta çömezlik yıllarından Genel Yayın Yönetmenliği'ne kadar uzanan mesleki yaşamında, Yeni Asır'la özdeşleşmiş bir ismin, bir gazetecinin böylesine ilgi görmesi gurur vericiydi...
Onunla bir dönem çalışmış, önerisiyle köşe yazmaya başlamış bir arkadaşı olarak hissettiğim duyguydu bu...
***
Hadi dedim, hafta sonu tatil, insanlar yapacak bir şey buldular, kitaba sarıldılar, acaba pazartesi nasıl olacak diye, yine meraktan fuarın yolunu tuttum.
Gözlemim, ilginin pazardan hiç farkı yoktu inanın... Hani izdiham derecesinde olmasa da, fuar alanı tıklım tıklımdı.
İnsanlar bir iki değil, kitapları çantalara doldurmuş geçiyordu yanı başımdan...
Bu sevindirici bir olay elbette...
Ve karşımda fuarın en iddialı yayınevlerinden Turkuvaz Kitap... Bizim grubun yayın organı diye söylemiyorum ama stant inanılmaz kalabalıktı bunu öncelikle belirteyim.
Şiirden öyküye, romandan araştırma eserlerine kadar pek çok türü, okuyucuyla buluşturan Turkuvaz'da gördüğüm en büyük özellik, güleryüz ve tatlı dil...
Bir kitapseverin beklediği, özlediği bir önceliktir bu... Bir de Turkuvaz, yüzde 80'e varan indirim yapınca, kitaplar kapış kapış gidiyor, inanın.
Fuarın bir başka özelliği de, öğrencilere destek yayınlarının çokluğu...
İnanılmaz yayınevi kalabalığı vardı.
Sözün özü, Tüyap Kitap Fuarı'nda olağanüstü günler yaşanıyor. Tanık olmak için hiç zaman geçirmeyin.

Aile olmanın kıvancı budur
Yeni Asır'ın, medya kuruluşu olmasının ötesinde bir özelliği daha vardır; herkesin gıptayla izlediği...
116 yıldır oluşturduğu aile ortamı...
22 yıldır ben bu gazeteyim, hep bu duyguyu hissetmişimdir. Bu yüzden yaşadıklarım, her şeyin ötesindedir.
***
Gazetenin başına kim gelirse gelsin, bu geniş ailenin bir üyesidir her zaman...
Kuşkusuz kırgınlıklar da olmuştur, hatalar da...
Sevinçler de olmuştur, gururlar da...
Hep yüreklerde yaşanan, paylaşılan şey, Yeni Asır'lı olma ayrıcalığıdır.
Bu yüzden dışarda kalan gelmek ister, bir şekilde ayrılan ise, hep özlemiyle yaşar.
Yeni Asır, bir insanlık değeridir.
***
Ben gençlerle bu gururu bizzat yaşadım. Önce Zuhal Kaya ile bölge ilaveleri yaptık. Çok çalışkan bir gençti, özel çalışmalar gerçekleştirdik onunla. Ama, İzmir'e aşık olduğu halde, memleketi İstanbul'a duyduğu özlem, evlilik planları, onun burada daha fazla kalmasını engelledi.
Zuhal, yıllardır her özel günümüzde bizi arar, Yeni Asır'a özlemini dile getirir; doğum günlerimi unutmaması, çok hoş bir vefadır yüreğimi titreten...
***
Sonra Sarmaşık...
Yeni Asır'da 40 yılı aşkın bir geçmişi olan Sarmaşık da, bu gazetenin saygın üyelerinden biri...
Çalışanları için de bir anne, bir baba, bir evlat adeta...
Nice sevinçlerin paylaşıldığı, nice acıların yüreklere gömüldüğü...
Sarmaşık 7 yıl önce, uzun bir aradan sonra yeniden hayata geçtiğinde, kadrosu gençlerden oluşmuş bir gazete oldu.
Ben, Yücel Öziçer ve Halil Vural onların mesleki büyükleriydik, onlara rehber olduk.
Önce Hacer Önoğlu, Hasan Gürkan katıldı aramıza... Daha sonra Burcu Ilgın, Filiz İçke, Meryem Taşgın, Fatih Yalçınkaya ve Canan Düzdol...
Genç kızlar kadromuzun temel direği oldu gün geçtikçe...
***
Günler geçti onlar mesleği öğrendi, biz onları bağrımıza bastık. İletişim Fakültesi'nden mezun oldukları gibi değildi artık her biri...
Yetişmiş birer gazeteciydi.
Ancak özel yaşamları da vardı, sevdiler, sevildiler...
Önce Meryem evlenip gitti aramızdan, o şimdi İstanbul'da... Ama hep bizimle, günaşırı konuşuruz onunla...
Bir şekilde mesleğini sürdürüyor orada...
Sonra Burcu... Hatta Burcu'nun kızı bile oldu, Simya, artık bizim en küçük üyemiz...
O bir şeker, o bir tatlı... Simgemiz oldu.
Önceki gece de Sağlık Editörümüz Filiz İçke, mutluluğa adım attı.
Hepimiz oradaydık. Hatta, artık mesleğini İstanbul'da sürdüren Hasan Gürkan bile...
Aile buluşmuştu.
Gözlerinin içi gülüyordu Filiz'in...
***
Bir aile olduğumuzu, Yeni Asır'lı olmanın gururunu yaşadığımızı bir kez daha yaşadım o gece...
Her halay çekişimizde, her oyun oynayışımızda...
Evet genç arkadaşlarım birer birer mutluluğa uçuyordu.
Şimdi sıra, Yazı İşleri'nin en genç üyesi Hacer'e, şu an bir başka gazetede çalışan Fatih'e ve Ali MacGraw'ımız Canan'a geldi. Üçü de "Bizim için daha erken" diyor ama ben bir ağabeyleri olarak, onların da mutluluğa uçmalarını diliyorum.
Aile olmanın kıvancını yaşamak da bu olsa gerek...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA