Dünya bir numarası olma şerefine nail olmuş olan çılgın çocuk Roddick'in kırmış olduğu servis hız rekoru senelerce kırılamadı...
Ve Roddick ağlayaray oynayıp sportömence yenilse de maçın sonunda tenisin en büyük güzelliğini yaşamamıza neden oldu. Maç biter bitmez iki oyuncu alkışlar arasında ve çok dostane birbirlerine sarıldılar. Ne var ki kazananın seyircileri selamlamak üzere her zamanki gibi kortun ortasına gitmesini beklerken, Del Potro büyüklüğünü gösterek, tenise yakışanı yaptı, korta çıkmadı ve elleriyle Roddick gösterek, onun halkın içine çıkmasını sağladı... Bu jest ile tenisi de, Del Potro'yu da daha çok sevdim. Tenisin içinde ve bir parçası olmaktan da mutlu oldum.
Murray ve Serena
Djokoviç'i, Olimpiyatlardan sonra üst üste ikinci kez yenen ve galiba bir şeyleri anlamağa başladım diyen Murray, finali yine pazartesi gününe sarkmış olan Amerika Açık'ta mutlu sona erişti. Serena Williams ise finalin son setinde 3/5 geriden gelerek yüksek desibelli bir numara Azeranka'yı yenerek son senelerin, belki de gelmiş geçmiş en büyük kadın tenisçi olduğu bir kere daha göstermiş oldu.
Turnuva tarihleri
Aslında bizleri doğrudan ilgilendirmese de Wimbledon ve US Open tarihleri artık uygun değil. Ne kadar iyi organize edilirse edilsin yağmur ve rüzgar turnuvanın gidişatı altüst edebildiği gibi intikalar nedeniyle birkaç defa terleyip soğuyan oyuncular da bu durumdan ve içine düşebildikleri moral çöküntülerden hiç hoşnut değiller. İklim değişiklikleri ve buna bağlı tarihsel kaymaların dikkate alınmasının sanırım zamanı geldi de geçiyor bile. Bizde de çok her bakımdan çok önem verdiğimiz, tribünleri tıklım tıklım dolu olarak görmek istediğimiz kadınlar sene sonu turnuvasının - "Word Championships" - bilinçli veya hasbelkader bayrama rastlamış olması çok ilginç. Herhalde bu rastlantıdan hayır umanlar var...
Buna benzer olarak, 'Senior'lar da çok rastladığımız turnuvaların çakışması konusu ise anlaşılan hiç kimseyi fazla rahatsız etmiyor ve parasızlıktan inim inim inleyen neredeyse tüm tenis kulüpleri çoğu zaman zararla kapattıkları ve bilerek çakıştırdıkları turnuvalardan medet umar hale gelmişler. Eğer TTF ciddi bir kurumsallaşma içine girmez, özellikle bu konuda ağırlığını koymaya başlamaz, turnuvalara izin verirken titiz bir araştırma ve kontrol yapmaz ise belki turnuvalardan vazgeçilmez ama arzu edilen kulüpler, üyeler ve misafirler arası birliktelik çok zedelenir... Ve bundan da en büyük zararı tenisimiz görür.