Piyasaların gündeminde neler var? Geçen ayı yoğun gündem maddeleri ile geride bıraktık. Aslında FED'in piyasa aktörlerini ters köşeye yatırması damgasını vurmuştu Eylül ayına. Hızla şoku atlatan piyasaların şimdide önüne yine ABD'de pişirilen yemek getirildi. 2014 bütçesinin onaylanması ve 17 Ekime kadar borç tavanının yükseltilmesi gerekiyor. FED'le yatıp kalkan piyasaların bu ay radarında ABD Kongresi olacak. Tabi, şu aralar gölgede kalan euro bölgesinin sorunlu ülkeleri de gündem maddeleri içinde yer alıyor her ne kadar unutulmuş gibi görünse de...
FED 2013'ü kapatmış gibi görünüyor. Kalan iki toplantıda, bu ay ve Aralıkta, parasal genişlenme programından çıkışa başlamayacak büyük olasılıkla. Son çeyrekte yüzde 1.6 oranında büyüme gerçekleştirmişti ABD, yıl sonu hedefi de yine bu seviyelerde. Seneye biraz gaza basacak ve büyüme oranını yüzde 2.7'ye yükseltmeyi hedefliyor. Zaten büyüme hızı artmadan yüzde 7.3'lerde olan işsizliği yüzde 6.5'lara çekmesi oldukça zor. Aynı zamanda, büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi Ağustosta 2.7, perakende satışlarda 4.6 puan yukarı çıkmıştı. Görüldüğü gibi bu ayın ortalarında ve Eylülde bir değişim yok FED'in tamamdır diyebileceği.
İKİ KEÇİ GİBİ
Ekonomik koşullar yerinde saydığı gibi bir faktör daha var FED'in bu yılı pas geçmesini gerektiren... Aralıkta Bernanke'nin başkanlık koltuğunda son toplantısı olacağından yeni başkanının elini kolunu bağlamak istemeyecek. Bernanke'nin yerine başkanlık koltuğuna Summers'ın çekilmesi ile son anda bir sorun olmazsa Yellen oturacak. Dolayısıyla bir piyasa dostundan diğer bir piyasa dostuna geçecek bayrak. Kısacası en önemli gündem maddesinde bir sorun yok. Bu ayın ortalarına kadar kafaları karıştıracak olan bütçe ve borç tavanı yükseltilmesi sorunları da aslında büyütüldüğü kadar karmaşık değil. Yasa gereği federal hükümet 1 Ekim itibarıyla harcamalarını Kongrede onaylanan yeni bütçe ile yapabiliyor.
Cumhuriyetçiler yeni bütçe kanununu geçirmedikleri için federal hükümette ne maaş ödeyebiliyor nede müteahhitlerin hak edişlerini verebiliyor. Bu durumun böyle gitmeyeceğini Obama'dan çok piyasa aktörleri biliyor. İlelebet hükümetin kepenkleri kapalı kalabilir mi? Tabii ki hayır. Clinton'ı da terletmişti Cumhuriyetçiler 90'ların ortalarında. Cumhuriyetçiler şimdi de benzer şekilde fırsatı değerlendirmeye çalışıyorlar. Obama'nın sağlık reformu başta olmak üzere bazı harcamalarını törpülemek istiyorlar. İki inatçı keçi gibi boynuzlarını dayamışlar birbirlerine köprünün üzerinde bekliyorlar. Sonunda, tarafların siyasi tavizleri ile kepenkler yeniden açılacak.
FAİZLER DEĞİŞMEYECEK
Gölgede kalan başka bir gündem maddesi de Yunanistan ve Portekiz'in yardım dilimlerinin serbest bırakılıp bırakılmayacağı. Ev ödevlerini ne kadar başarılı yapıldığı troyka tarafından kontrol ediliyor. Yunanistan son çeyrekte yüzde 3.8, Portekiz ise yüzde 2,1 küçüldü. Bu yılı sırasıyla yüzde 4.5 ve 2.1 negatif büyüme ile kapatacaklar. Seneye Yunanistan yüzde 1 ile yine küçülecek, Portekiz az da olsa 0.1 oranında büyümeyi hedefliyor. Yunanistan'ın işsizlik oranı yüzde 27.9, Portekiz'in yüzde 16.4 gibi oldukça yüksek seviyelerde seyrediyor. Her ne kadar piyasa aktörleri içeriden çok dışarıyla ilgileniyorlar olsa da son olarak Türkiye'ye bakalım...
23 Ekimde Merkez Bankası'nın toplantısı var. Faizlerde bir değişikliğe gitmeyecek. Başkan Başçı açıkça deklare etmişti faiz koridorunun üst bandını yüzde 7,75'in üzerine çıkarmayacaklarını. 7.75 ve 6.75 aralığından fonluyor bankaları, ayrıca bazı günler ek sıkılaştırma yapıyor. Ama cari açık yükseliyor? Kim takar cari açığı nasıl olsa finanse ediliyor(!) Sözün özü gerek içerideki gerekse dışarıdaki gelişmeler piyasalara fazla momentum verecek güçte değil. Yani, bizim meşhur tahterevalli kalan aylarda bir aşağı bir yukarı piyasa aktörlerini eğlendirecek...