• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Bir öneri: Deprem Bakanlığı kurulsun ERKİN USMAN

Bir öneri: Deprem Bakanlığı kurulsun

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.03.2010, 00:00
Yüzde 80'inden fazlası "deprem bölgesi" olan bir ülkenin yurttaşlarıyız.
Deprem, potansiyel bir tehlike olarak bizim için hep var.
Ancak bizim için deprem büyük yıkımlarla, kayıplarla, gözyaşlarıyla, toplu cenaze namazlarıyla, prefabrik kentlerle hatırladığımız ve sonrasında hemen unuttuğumuz normal bir olay haline geldi.
***
Özellikle büyük kentler göç sonucu nüfus bakımından "şiştikçe" ve kaçak yapılar bu kentleri mantar gibi hızla kuşattıkça, deprem gerçeği acılarımıza yenilerini ekleterek kendini hatırlatacak.
İzmir'e 7 planlı kent kuran Ege-Koop'un Genel Başkanı Hüseyin Aslan'a, Elazığ Depremi ve sonrasını sorduk.
Aslan, biz çabuk unutsak da, depremleri Türkiye tarihinin "en derin yaraları"nı açmaya aday potansiyel tehlikeler olarak nitelerken, İzmir'e de dikkat çekmeden edemedi:
"İzmir'deki binaların en az yüzde 20'si 50 yaşını aşmış binalar. Sonuçta binalar da insan bünyesi gibi, yaşlanıyor, yaşlandıkça da hastalanıyor, dayanıklılığını yitiriyor. Binaların statik hesaplarının yerel yönetimlerce acilen ücretsiz yapılması, İzmirlinin can güvenliği açısından bir ödev olarak ortada duruyor."
Hüseyin Aslan, kentsel yenileme gibi pek çok konuda yerel yönetim-merkezi hükümet işbirliğinin önemine değinip sorunun kesin çözümü için "Deprem Bakanlığı" kurulmasını öneriyor:
"Eğer bu ülkede Anadolu Ajansı'ndan, TRT'den, Meteoroloji'den sorumlu bakanlık varsa, Deprem Bakanlığı da olmalı. Topraklarının tamamına yakını deprem kuşağındaki bir ülkede deprem, en az bu üç kuruluşun aktivite alanı kadar önemlidir sanıyorum. Hala bir Deprem Bakanlığımız yoksa, başka ülkelerdeki her depremden sonra (Bizde olsa ne olur) sorusunu titreyerek soruyorsak ve deprem öncesi-sonrası organizasyonlarda çok başlılıktan çuvallıyorsak, demek ki bu adımın tam zamanıdır

kentten
Esin Özgener'i 71'inci doğum gününde kaybetmiştik

O İzmir'in iş ve spor dünyasının temel direklerinden biriydi.
Ve, Esin Özgener, 71'nci Doğum günü olan 12 Mart 2008'de İstanbul'da tedavi edilmekte olduğu hastanede hayata veda etmişti.
Esin Özgener, İzmir İş ve Ticaret yaşamındaeki başarılarının yahısıra kentsel, spor ve futbol kültürümüze öncü-önder-lider ve "AğabeylikE" vasıflarıyla kalite kazandırmıştı.
***
Özgener, bugün Işıkkent'te mezarının başında anılacak. İzmiri Sevenler Platformu ile Altay Sosyal Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen anma etkinliğine ulaşmak için 12 Mart 2010 Cuma günü Saat:13.10'da Atatürk Kapalı Spor Salonu'nun yanında bulunan Altay Sosyal Dayanışma Derneği önünden bir araç kaldırılacak. Aynı gün Saat:17.00'de Altay Sosyal Dayanışma Derneği'nde Esin Özgener için bir de salon anma toplantısı yapılacak.
* * *
Türkiye'nin geleneksel ihraç ürünlerinden tütünün duayenlerinden, Ege Tütün İhracatçıları Birliği kurucularından ve 1970 - 1999 yılları arasında 25 yıl Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanlığı yapan Esin Özgener İzmir'de pek çok sivil toplum hareketinin öncüsüydü. İzmir'in eski belediye başkanlarından Osman Kibar'ın kızı Merhume Bige Kibar ile evli olan Esin Özgener, Zeynep Baykal ile Mahmut Özgener'in babasıdır.

hayattan
Ölüleri bile sayamıyoruz

Elazığ'daki deprem hepimizi canevinden vurdu. Kerpiç evlerde oturmak zorunda kalan vatandaşlarımızın yaşadığı trajedi de ders alacağımız cinsten. Depremin ilk haberi geldiğinde her zamanki gibi, "İnşaallah fazla zayiat vermemişizdir" dileğinde bulunduk. Elazığ Valisi, kriz masasının verdiği bilgilere dayanarak, "51 ölümüz var" dedi, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, "Maalesef 57 vatandaşımızı kaybettik" açıklamasını yaptı. Ve günler sonra yine Elazığ Deprem Kriz Masası'ndan bir açıklama:"Fazla saymışız. Esas ölü sayısı 41'dir..." Tabii 10 vatandaşımızı kurtarmış olmanın sevincini yaşadık ama açıklamalar bizim hala ne kadar geri kaldığımızın göstergesi. Deniyor ki: "Morgda ve hastanede ölüler ayrı ayrı sayılmış. Ayrıca Anadolu yörelerine özgü lakaplı insanları (Sarıların Mehmet'i gibi) aileleri muhtarlara fazla bildirmişler...." Pes doğrusu.

küpe
İnsanın, yalnız gerçeğin ne olduğunu bilmesi yeterli değildir. Doğruyu istemesi ve yapması gerekir.
Goethe

fıkra
Noksan tarafı

İki aile dostu bir taraftan bezik bezik oynuyor, bir yandan da sohbet ediyordu.
Yeni evli olanı:
"Benim karım pek zekidir. Ne zaman önemli bir şey aldırmak istese önüme en sevdiğim bir beyin tavası koyar."
"Desene senin en zayıf noktanı karın da kısa sürede öğrenmiş.... Dediğin gibi zeki kadınmış."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA