• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
40 yıllık Edmound nasıl Adnan oldu? ERKİN USMAN

40 yıllık Edmound nasıl Adnan oldu?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.10.2010, 00:00
Bayraklı, İzmir kültüründe ve sosyal yaşamında ayrı bir yerin sahibidir.
Çünkü İzmir, Bayraklı'da kurulmuştur.
Bütün güzelliklerin temelinde, Tepekule'den doğan yıldız vardır.
İşte bu güzellikleri derleyen Adil Akçamlı da, bir "Bayraklı Sevdalı"sı...
"Börekler açayım sana şarkısı şimdi Bayraklı için bir güzel anı oldu."
* * *
Levantenlerin İzmir'in kültür, spor ve iş hayatında önemli bir yeri vardır.
Levantenler atlara çok ilgi gösteriyor, cins Arap ve İngiliz tayları ile hafta sonlarında yarış düzenliyorlardı. Forbes ve Giraud aileleri bu girişimin öncüsü olmuşlardı.
Ve 23 Eylül 1856'da ilk programlı at yarışları Kızılçullu'da başlıyordu.
Kızılçullu, Şirinyer'in eski adıdır.
Futbol da İzmir'de Levantenlerle başlamıştı. İlk resmi atletizm mübasakaları da.
Çoğunluk Buca, Bornova va Karşıyaka'da oturuyor, bu insanlar işleri gereği sık sık Avrupa'ya gittikleri için her türlü yeniliği görüyor ve buraya taşıyorlardı.
Sonraları Alsancak ve Buca'da nizami futbol sahaları yapıldı. Çok ilgi görünce İzmir'i temsil eden bir takım kurdular. Adını da Symrna koydular. Yıl: 1901...
Bu takımın çoğunluğunu işadamlarının çocukları oluşturuyordu. Mesela, Harold ve Edward kardeşler, Edvin Charnout, Zare Kuyumcuyan, Eduard ve Jacques Giraud, Henry Joy, Dela Fontaine, Donalt, Albert ve Godfrey...
* * *
Giraudlar takriben 200 yıl önce Fransa'dan gelip Bornova'ya yerleşmiş köklü bir aile...
Ailenin, çocuklarından en büyüğüne kadar hepsinde var olan at sevgisi günümüzde hala devam etmektedir.
Herve Giraud'un kızı Caroline, yakın zamana kadar yarışlara katılan usta bir biniciydi.
1950'li yıllarda Edmound Giraud'un sahibi olduğu Yün Mensucat'ta, Bayraklı'nın en güzel kızlarından Hayriye Hanım çalışmaya başlamıştı. Uzun boylu, fizik yapısı çok güzel bir kadındı... Fabrikada güzel konuşması ve fiziği ile kendini sevdirmiş, herkesin dikkatini üzerinde toplamıştı. Edmorud Giraud ile çok kısa zamanda anlaştılar ve evlendiler.
Hayriye Hanım, Edmound Giraud için: "Çok kibar insandı" diyor ve ekliyor:
"Kimsenin kalbini kırmadan, her ikimizin ailelerini toplayıp onlara ciddi bir açıklama yapmamızın gerektiğini söylüyordu."
Hayriye Hanım, Edmound Giraud'a önce tepkinin aileden geleceğini anlattı ve "din konusunun" bir karmaşa yaratacağını söyledi.
Ne var ki, Edmound Giraud'dan şu yanıt geldi:
"Hiç endişen olmasın. O işi sen bana bırak."
Bu konuşmanın ertesi günü Yeni Asır, Ege Ekspres, Sabah Postası ve Demokrat İzmir gazetelerinde bir manşet vardı: "Edmound Giraud bir Türk kızına aşık oldu. Hem de Adnan ismini alarak."
Birgün sonra yine bu gazetelerde bir şiir yer aldı:
Ve bu şiir şöyle başlıyordu:
"İslam adım oldu Adnan, şimdi gönlüm pek şadıman..."
Evlendiler, mutlu bir hayatları oldu. Bir yıl sonra doğan çocuklarına da Osman adını verdiler.
Bu alçak gönüllü, mütevazı aile, uzun yıllar Bornova'daki köşkte yaşadı.

pazar gırgırı
Ayı neye basıp düşüyor

Adamın biri eski bir macerasını kahvede arkadaşlarına anlatıyordu. Macera şöyleydi:
"Ben dağa çıkmıştım. Önüme bir anda kocaman bir ayı çıktı. Ben kaçmaya başladım. Ayı beni kovalıyor ve bana daha çok yaklaşıyordu. Ayı tam pençeyi yapıştıracak, kayıp düşüyordu. Bu 2-3 kez oldu böyle."
Kahve de oturan adamlardan biri şöyle dedi:
"Abi ben olsam altıma yapardım.
Adam cevap verir.
"Lan ayıoğlu ayı, ayı neye basıpta düşüyor sanıyorsun!!!"


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA