Cumartesi gecesi Atatürk Stadında Göztepe-Karşıyaka Derbisi var.
İki takım arasındaki mücadelenin nasıl sonuçlanacağından çok, maçın olaylı geçip geçmeyeceği tartışılıyor, sürekli toplantılar yapılıyor, Emniyet alarma geçmiş durumda. Taraftar temsilcilerini çağırıyorlar, kulüplerle ilgili Emniyet Şefleri temasta.
Ben yıllar öncesinin KSK-Göztepe maçlarının tanığı olarak tüm bu hazırlıkları üzüntüyle izliyorum. İster istemez iki takımın Koca Kaptanları Gürsel Aksel ve Erol Baş ve de Türkiye'ye gelmiş geçmiş en büyük kaleci Ali Artuner'le, KSK'lilerin sevgilisi Gode Cengiz'i (Kocatoros) anımsıyorum. Maalesef bu dört süper yıldızı hayatlarının en verimli çağında ebediyete uğurladık. Ama bunlar kulüplerinin gerçek sevdalısı ve iki kulüp arasındaki dostluğun simgeleriydi. Mücadele 90 dakika sürer ve biterdi, arkadaşlık her zaman bakiydi...Benim iki kulübün yöneticilerine önerim: Dostluk adına Göztepeliler maça Erol Baş ve Cengiz Kocatoros posterleriyle çıksın, Karşıyakalılar da, Gürsel Aksel ve Ali Artuner posterlerini taşısın.
Orkestra şefi
Havagazı Fabrikasında yapılan CHP Parti Meclisi toplantısından sonra bir grup partili Kordon'da bir kafede Fuar açılışını beklerken koyu bir sohbete girdiler.
Konu tabii ki İzmir... Örgüt, belediye başkanları arasındaki uyumsuzluk ve yapılması gerekenlerdi.
Herkes düşüncelerine açıkmlarkan, CHP'nin "Karanlıklar Prensi" Ahmet Kadıbeşegil'in de elbette bir diyeceği vardı.
Karanlıklar Prensi:
"Beyeler olaya çok sığ yaklaşıyorsunuz. Sorun İzmir sorunu değil, onun çok ötesinde..." diye başladı ve ardından devam etti:
"Bir orkestra düşünün. Şef, kemancıyı batearist, tromboncuyu piyanist, timbalcıyı kemancı yapmış.Üstelik orkestrayı yöneteceğıi bageti de ters tutuyor. Ekip çalışması olmadığı görülen,kişelerin olması gereken yerde olmadığı bir orkestranın uyumlu ve düzgün bir eser sergilediği nerede görülmüş? Detone sesler, akortsuz sazlar dinlmeyicilerine ne verebilir?
Bir süre salon teker teker boşalır. Şef bageti ve ekpleştiremediği kadrosuyla başbaşa kalır."
Herkes sustu, önüne baktı.
İşi garibi hiç itiraz da gelmedi.
kentten
Pazaryeri otopark oldu!
Bornova Mevlana Pazaryeri açılmasına rağmen hizmete başlamadı. Yeni sitelerin özel araçları pazar yerine park ediliyor. Bir an önce özel otoların tahliyesi yapılması ve pazarcıların yerine geçmesi gerekiyor. Pazar yollarda kuruluyor. Varlık içinde kıtlık nasıl bir şey. Pazar günü pazarcılar yüzünden dışarı çıkamıyorum. Kapımıza ambulans yanaşacak. Ama yer yok. Belediye başkanı benim hocam. Ziraat mühendisiyim, öğretmenlik yapıyorum"
Hülya Zer
Öğretmen - Ziraat Mühendisi
Bu konser kaçırılmaz
Besteci Seiji Mukaiyama'nın Türk ve Japon Dostluğunu konu alan eseri İzmir'de seslendirilecek.
Konser yarın 20:30'da Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi Büyük Salonda gerçekleştirilecek.
Bu konser,2010 yılında Türkiye (Mersin,Ankara ve İstanbul) ve Japonyada(Osaka,Tokyo) bu yıl eylül ayında Tokyo'da gerçekleştirilmişti. Türkiye ile Japonya arasındaki bağ şimdi burada, İzmir'de sonsuza dek yaşayacak.
Konser "Kıl payı" ve "Ertuğrulun Yolculuğu" adlı iki bölümden oluşuyor. Söz, Müzik, Şef, Mukaıyama, Seiji; Soprano, S. Nazlı Alptekin, sunucu Halit Mızraklı ve Orkestra, Türk-Japon Dostluk Orkestrası ve Korosu.
Konseri Lions MD 118-R Yönetim Çevresi organize etti. Konser için Japonya İzmir Külürler Arası Dostluk Derneğine ayrılan davetiyeleri; Dernek Merkezinden n temin edebilirsiniz.
Server Bedi'nin evi
Peyami Safa, asıl imzası ile yazdığı yazılara az para aldığı halde "Server Bedi" müstear yani takma adı ile kaleme aldığı macera romanlarından çok para kazanırdı. Ünlü romancı hatırını soranlara da şu cevabı verirdi:
"Çot şükür, Server Bedi'nin evinde yiyip içip, kendisine dua ediyoruz."
küpe
Yeşillikler, toprağın çirkinliğini kapattığı gibi, tatlı sözler de insanın kusurlarını örter.
Sokrat
fıkra
Soyadı ve işi
Genç kadın işe yeni alacağı şoför için biriyle konuşuyordu:
"Senin ismin ne?"
"William efendim"
"Ben yanımda çalışanlara genellikle soyadları ile hitap ederim."
"Eeee, şey... Soyarım (Love) aşık efendim"
Tamam, sen işime yararsın."