Hemen hemen hepsi Anavatan'lı. Kimi eski belediye başkanı, kimi eski bir milletvekili, kimi eski bir belediye, ya da il genel meclisi üyesi, kimi de Özal'ın çevresinden bir bürokrat ya da işadamı...
Bu "eski tüfekler" her ay sonunda bir araya geliyor, hasret gideriyor, günün değerlendirmesini yapıyor ve bir ay sonra yine buluşmak üzere evlerinin yolunu tutuyor.
* * *
Bu toplantılardan haberi olmasına rağmen çağrılmayan eski bir siyasetçi, eski ANAP'lıların bu toplantını şöyle değerlendiriyor:
"Yerel seçimler öncesindeyiz. Bu tür toplantıları normal karşılamak lazım. Arkadaşlarımızın bu tür buluşmaları kamu oyunda da etkili olacak gibi. Buluşanlara bakıyorum, hepsi deneyimli arkadaşlar."
İşte, ANAP'ın il eski başkanlarından Süral Yahşi'nin girişimleriyle bir araya gelen ANAP'lılar...
Burhan Özfatura, Nedret Utku, Metin Taşkın, Ahmet Çetinbudaklar, Münir Canli, Halil Taşçı, Mehmet Ali Sarızeybek, Atilla Çemberci, Abdullah Üçyol, Ayşe Ontulmuş, Metin Erak, Recep İçli, Fatih Özfatura, Ufuk Bozer, Günay Gundogan, Arif Seçen, Barış Gökoğlu, Vahdettin Tural, Gülnihal Çevik, Servet Pak, Hamit Balıkçı, Lütfi Bayrakçi, Zeki Pordoğan, Zeki Çelik, Hakan Altınova, Özgür Öztürk.
siyasetten
CHP'de İzmir çelişkileri...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeni dönemin 4 ama genel olarak 9 yılın hesabını İzmir'de geniş katılımlı bir toplantı ile verdi.
İzmir milletvekilleriyle, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın oradaydı.
Kocaoğlu, yaptıklarını ve yapacaklarını anlattı.
2 saati aşan bir süre bunlar izlendi, dinlendi. Etkinliğin genelinden çıkan sonuç şuydu: "İyi şeyler yaptık, daha iyi olabilirdi. Ama engellendik. Hükümet çalışmalarımızı baltaladı."
Özeti bu.
Aslında AK Parti, özellikle de Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım kanalı ile bu değerlendirmeye açık yanıtlar verdi. Bakan Yıldırım, "Engel değil, destek söz konusu. Büyükşehir'in birçok projesini biz gerçekleştirdik" dedi defalarca.
Bu konuda en sağlıklı değerlendirmeyi İzmir halkı yapacaktır. Kim haklıysa onun yanında yer alacaktır. Ancak anketlere de, sivil toplum yöneticilerine de yansıyan yaklaşım şu: "Şikayetlerden bıktık. Herkes el ele versin, İzmir'e katkı sağlasın."
Kulislerde dolaştım, birçok CHP'liyle konuştum. Gördüğüm şu, Aziz Başkan'ın son toplantısını izleyen yerel yöneticiler sıkıntılı. Hatta tepkili olanlar da var. Nedeni basit. Bir yerel yönetici şunları söyledi: "Aziz Bey ne kadar samimi? CHP üst düzey yöneticileri CHP'li bazı başkanlara sorsalar, o başkanlar ve meclis üyeleri tüm projelerinin Aziz Bey tarafından engellendiğini, köstek olunduğunu söyleyeceklerdir."
O zaman... Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
küpe
Küçüklerin büyüklük taslaması kadar tehlikeli bir şey yoktur.
Stefan Zweig
günün fıkrası
Halim olsa
Bekri, bir akşam içkiyi haddinden fazla kaçırmıştı. Yalpa vurarak, fırtınaya tutulmuş çürük bir tekne gibi sallana sallana evinin kapısına kadar gelebildi ve orada yere yığılıverdi.
Bu sırada yoldan geçmekte olan devriyeler onu görmüştü.
Yanına yaklaştılar ve kolundan tuttular.
"Haydi kalk, seni Ağa Kapısı'na götüreceğiz" dediler.
Bekri evinin kapısını göstererek cevap verdi:
"Bırakın beni kardeşler! Halim olsa evimin kapısına giderdim."
geçmişten
Hapı yutturmak
Abdülhak Hamid'in dedesi Hekimbaşı Abdülhak Molla'ya:
"Efendi, hekimlik nedir?" diye sormuşlardı.
Padişahların hekimliğinden ziyade sohbetlerini sevdiği Abdülhak Molla cevap verdi:
"Bilmediğiniz adamlara, bilmediğiniz birçok ilaç ve hapı yutturmaktır."