Evet öyledir... Kim ne yaparsa yapsın, kim ne söylerse söylesin bunun tersi mümkün değildir...
İstisnalar kaideyi bozmamalı.
Lafa geldiği zaman "hoşgörü kentidir" diyeceğiz. Aykırı bir ses (Aykırı olduğunu kim tespit ediyorsa) duyduğumuzda "Olmaz, kabul edilmez" diyeceğiz. Asıl olmaması gereken bu. Bunları neden söyledim.
BASİFED Başkanı Sıtkı Şükürer geçenlerde iddialı sosyolojik tahlillerde bulundu. Katılırsınız, katımazsınız. O ayrı. O sözlere demokratik bir şekilde karşılık verirsiniz. Hatta entelektüel bir tartışmaya girersiniz. Güzel Türkçemiz buna uygun bir dil.
Hayır böyle olmadı. O sözlerden Şükürer "tefe" kondu. Sonra BASİFED Yönetim Kurulu'ndan İZSİAD'lı 3 üye istifa etti. "Neden böyle konuşuyorsun" istifası bu.
Şükürer yalnız bırakılmak istendi.
***
İTO Meclis Üyesi Alaattin Hepözdemir de, İZSİAD'DAN "Neden demokrat düşünmüyorsunuz" diye istifa etti. Kulak verelim: "İZSİAD serbest teşebbüsten yana olduğu kadar serbest düşünce ve ifade özgürlüğünden de yana olmalıdır. Dar milliyetçilik, bölgecilik ve şovenizm evrensel hukuk normlarının kabul etmeyeceği çağa uymayan anlayışlardır. BASİFED Başkanı Sn. Sıtkı Şükürer'in beyanı, birçok kişiden eleştiri sınırını aşan anlamsız tepkiler aldı. Sıtkı Şükürer'e tepki gösterenler ne kadar "İzmirli" ise Şükürer de o kadar İzmirlidir. Üyesi olduğum İZSİAD yönetiminin de statükocu kervana katılmış olduğunu büyük bir üzüntüyle uzunca bir zamandır izliyorum. Çağdaş ve demokrat yönü ile kabul gören İZSİAD'ın bu duruma düşmesi aslında hazin bir durumdur. Uzlaşı ve hoşgörünün egemen olduğu böylesi bir süreçte, bu denli anlamsız öfke ve tepki, barış ve hoşgörünün sembolu olan İzmir açısından hüzün vericidir. Bu duygu ve düşüncelerle İZSİAD üyeliğimden istifa ediyorum."
spor
Çalacak kapı yok
Zaman içinde gerek KSK yönetiminde, gerekse Futbol Federasyonu'nda görev yapmış bir spor adamıdır Sadri İşçimenler.
Tıpkı babası Muhittin İşçimenler gibi...
Sadri İşçimenler, "Ankara'da çalacak kapımız yok. İzmir sahipsiz kaldı" diyor ve devam ediyor:
"Başta KSK'nin başına gelenler olmak üzere şu İzmir spor camiasının haline bakın. Ankara'da kulüplerimize sahip çıkan yok. Bu spor adamlarımızın çalacakları kapı da kalmadı. Gelen vuruyor, giden vuruyor.
İzmirli spor adamlarının, yöneticilerin Ankara'da dertlerini anlatacakları bir makam bulamazsınız. İzmir'in 26 milletvekilinden çoğu İzmirli değil. Kentimizle, bölgemizle ilgileri ve bilgileri yok."
Sadri İşçimenler, yakın yıllara kadar çeşitli federasyonlarda İzmirlilerin etkin konumlarda görev yaptıklarını isimler vererek vurguluyor ve bir de örnek veriyor:
"Bir hakem kurbanı olan Karşıyaka'ya sahip çıkıp, pusu kuruculara 'durun yahu' diyecek bir adam ortaya çıkmıyor. Çünkü o makamlarda, Mazhar Zorlu yok. Burhanettin Türker'i aramayın. Dr. Muzaffer Akıncı, Atakan Karakaplan, Rahmi Kınacı, Muzaffer Sarvan'ı, bir Tahir Türetken'i, bir Mahmut Özgener ve Oğuz Sarvan'ı, bir Macit Buluç'u, bir Fethi Alpdoğan ve Ali Barçın'ı şimdilerde bulamazsınız. İzmir bu sahipsizliğe layık değil..."
küpe
Büyük cinayetler ancak büyük cahiller tarafından işlenmiştir.
Voltaire
günün fıkrası
Komedi, dram
Bir dram artisti, çok ünlü komedi sanatçısı ile alay ediyordu:
"Milleti güldürmenin ne değeri var anlayamıyorm. Zor olan ağlatmaktır, ben onu yapıyorum."
Komedi sanatçısı cevap verdi:
"Senin yaptığını soğan da yapar. Bana milleti güldüren bir sebze gösterebilir misin?"