Yeni Asır'ın 22 yıllık yargı muhabiri Ali Eyce, kendisinden bekleneni geçtiğimiz günlerde yaptı. Gazeteci kardeşim Eyce, Aynalı Oda isimli ilk romanını yazdı ve okuyucularına sundu.
Uzun yıllardır tanırım Ali Eyce'yi ama gazeteci olarak. Yazar olarak ilk deneyimi olan Aynalı Oda'yı okuduğumda yazar kimliğini de tanıdım. Çok iyi bir gazeteci olduğuna kalıbı basarım, artık iyi bir yazar olduğuna da kalıbımı basabilirim.
Çok sevdiğim bir kardeşim olduğu için acaba ona kıyak mı geçiyorum bunları yazarken, duygusal mı davranıyorum diye kendi kendimi eleştirdiğim anlarım oldu. Ancak kitabı benim okuyan, okurken elinden bırakamayan, elinden bıraktıktan sonra Ali Eyce'ye "eline ve yüreğine sağlık diyenleri" görünce benimkisinin duygusallık değil, romandan keyif almak olduğunu anladım.
* * *
Polisiye tarzında, bestseller sayılacak bir roman Aynalı Oda. Kitabın konusu ve içerisindeki insanlar tamamen bizden. Yani İzmirli. Kitabın tanıtımında da Ali kardeşim zaten bu vurguya özellikle İzmirli gazeteci olmanın, İzmirli olmanın önemini vurgularcasına "Bir İzmir Romanı" demiş.
Geçenlerde ismi bende kalsın bir arkadaşım, yaza roman okuyarak girmeyi düşündüğünü ama İzmir romanı okumak istediğini söylemişti. Bu fırsatı kaçırmadım ve o dostuma Ali Eyce'nin Aynalı Oda'sını tavsiye ettim. İzmir romanı dediğimde zaten keyiflenen dostum bir hafta sonra gecenin 2'sinde beni aradı ve tavsiyem için teşekkür etti.
Ben de Ali Eyce'ye teşekkür ediyorum. Bütün İzmirliler adına. Yazarlık hayatında daha nice güzel kitaplar diliyorum. Bu arada bir romanında Karşıyaka'yı özellikle romanın içine alırsa ekstradan gönlümü almış olur diyorum.
Yolun açık olsun Ali Eyce, yolun açık olsun Aynalı Oda.
hayattan
Belçika'da Türk Kütüphanesi...
Geçtiğimiz aylarda Benelüks ülkelerini arşınlayan Recai Şeyhoğlu, Belçika'da Alevi Birlikleri Federasyonu'nca düzenlenen bir etkinlikte eğitim-siyaset-kültür ve kütüphanecilik konusunda bir konferans vermiş, federasyon yetkililerince de Belçika'nın dört bir köşesinde ağırlanmıştı.
Konferans sonrasında, kendisinden Belçika'ya bir kütüphane kurması istenmiş o da düşünmeden 'evet' demişti.
Gurbetçiler, çocuklarının Türk edebiyatını kendi dilleriyle öğrenmelerini istiyordu. Bunun için de Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Sait Faik, Sabahattin Ali, Bekir Yıldız, Orhan Kemal, Ferit Edgü, Cemal Süreya, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşar Kemal, Tarık Dursun K, Ahmet Büke gibi ozan ve yazarların kitaplarıyla dolu bir kütüphane istiyorlardı.
* * *
Yurda döner dönmez hazırlıklara girişen Şeyhoğlu, kitapların tamamına yakın bir bölümünü kolileyip hazırladı bile.
Kısaca. Belçika'da açılacak olan 35. Rasime Recai Şeyhoğlu Kütüphanesi için harıl harıl çalışıyor Şeyhoğlu ailesi.
Geçen hafta konukları vardı Şeyhoğlu'nun... Belçika'dan. Şahmettin Özden, Belçika Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanıydı. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu'nun da yönetim kurulu üyesiydi. Oktay Taş ise, 31 yıllık bir gurbetçi ve aktivistti. Belçika'da yetişkin engelliler merkezi çalışanıydı. Şeyhoğlu ailesinin kütüphanelerini ve çalışmalarını yerinde görmek istiyorlardı.
* * *
Dostlarını gezdireceği adresleri belirledi ve düştü yollara. Aliağa'daki siyaset adamı Özcan Durmaz unutulmamalıydı. Hacıömerli Köyü Muhtarı Ali Durmaz, gazeteci Serkan Aksüyek ona keza.
Tabii ki Bergama! Sevgilisi Bergama...
Bergama'nın güleryüzlü, çalışkan Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, onları bekliyordu. Avrupalı konuklarına zamanı yettiğince Bergama'yı ve 1937'den bu yana aralıksız süren kermesleri ve parşömeni anlattı. Konuklarının sorularını yanıtladı. Onlara Bergama'yı anlatan kitaplar armağan etti.
Oktay Taş ve Şahmettin Özden, kültür adamı-siyasetçi başkanı açılacak olan 35. kütüphane için Belçika'ya davet etti. 200 bin nüfuslu Charleroi ile Bergama'nın kardeş şehir olmasını önerdiler.
küpe
Tehlikenin geri gelmesi, korkuyu ebedileştirir.
Paul Heyse
günün fıkrası
Tatlı hayat
Roma'nın "Tatlı Hayat" sosyetesinden bir çift, geçirdikleri çılgın gecenin sabahında yatakta konuşuyordu.
Erkek karısına sordu:
"Sevgilim, dün gece divanın üzerinde seviştiğim kadın sen miydin?"
Kadın düşündü, düşündü çıkaramadı ve sordu:
"Saat kaçta canım?"