Önceki günkü POTA'da Aziz Başkan'a yapılan çağrıyı gündeme getirmiş ve "Aman Başkan, sen metroyu bakanlığa bırak" demiştik.
POTA okurlarından Tuna Erinçler yine bir ulaşım sorununa değiniyor ve bir de çağrı yapıyor.
İşte o mektuptan birkaç pasaj...
* * *
Sayın Usman...
Başkanın metroyu bakanlığa bırakması yeterli değil. İzmir'e en büyük kötülüğü yapma projesinden, yani yarım asır önce zararının daha fazla olduğu idrak edilerek sökülüp atılan tramvayı hortlatma niyetinden de vazgeçse çok daha iyi olur. Siz, konuyu ele alırsanız, engel olamasanız bile hiç değilse İzmir'e ve İzmirlilere karşı bir görevinizi yerine getirmiş olursunuz.
Elli yıl kadar önce Mithatpaşa Caddesi'nde oturanlar tramvayın ne olduğunu iyi bilir. (Başkan 45 seneden beri İzmirliymiş. Demek ki tramvaylı günleri yaşamamış.) Yeni projede tramvaya yol açmak için nelerin (kaç km. motorlu taşıt veya yaya yolu, ne kadar park yeri, yeşil alan ve ağaç) yok edileceği henüz belli değil. Milyonluk şehirler için tek çözüm metrodur. 'Metroyu beceremiyoruz, tramvay yapalım' çözüm değildir. Üstelik fren mesafesi birhayli uzun olduğundan tramvay tehlikeli bir araçtır.
Eskiden Bornova'dan İzmir'e özellikle akşam saatlerinde otobüsle bir saatte zor geliniyordu. Şimdi metro ile 14 dakika. Acaba tramvay aynı yolu kaç saatte alabilir?
Tramvay projesi ile İzmir'i yarım asır geriye götürmeyi planlayan belediye başkanının metroda başarılı olduğu gerçekten söylenemez. İnönü Caddesi'nde oturanların ve esnafın beş yıldan fazla bir süreden beri neler çektiğini bir kendileri bir de Allah bilir. Ancak iki durak uzatılabilen metronun da yeni yapılan bölümünde tren beşik gibi sallanıyor. On yıldan beri kullanılan eski raylarda böyle sallantı yok."
Kurtuluş Savaşımızın tarihine bir katkı
M. Osman Akbaşak'ın bu romanı yazarken tek düşüncesi iki önemli olayı ortaya çıkarmaktı.
Birincisi, Hasan İzzettin Dinamo'nun ölümsüz eseri Kutsal İsyan'ın sekizinci cildinde bahsedilen "Düraleylan Baskını" oldu.
İkincisi, birkaç kaynakta rastlanan, Mümin Yıldıztaş ve İbrahim Yılmaz gibi araştırmacıların eserlerinde yer verdiği "Beykoz'un Zaptı" olayı çok az duyulmuştu.
M. Osman Akbaşak bu konuda, "Kaynak bilgi azdı. Yabancı kaynaklardan araştırma yaparken aynı tarihli İngiliz, Amerikan ve Kanada gazetelerinde oldukça ayrıntılı bilgilere dayanan haberlerle karşılaştım. Olayın tarihi 5 Temmuz 1920..." diyor.
Bu romandaki karakterlerden Selim, Recep, Zeynep ve akrabaları sanal kişiler. Diğerleri kayıtlara geçmiş gerçek tiplerdir. Bu kişilere ait bilgiler dip notlarında vardır.
M. Osman Akbaşak'tan son söz:
"Amacım, çocukluğumun gençliğimin geçtiği Beykozumun ve Kurtuluş Savaşımızın tarihine birkaç sayfa da olsa katkıda bulunmaktı."
küpe
Ateşin üzerine bir iki damla su serpersen, ateş eskisinden daha parlak yanar.
O. Goldsmith
günün fıkrası
Tercih niye?
Profesör, bir sınav esnasında öğrenciye sordu.
"Anne sütü, sizce ne sebepten inek sütüne tercih edilir?"
Öğrenci:
"Gayet basit, ambalajı daha sevimli de ondan..."