Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan'dan ilginç bir iddia...
Aslan'a göre; bir zamanların sanayi, ihracat, liman ve turizm kenti İzmir'in, işsizler ve yoksullar için umut kapısı kent olmaktan çıkıp Türkiye'nin işsizlik rekorunu kırar hale gelmesi acı verici bir gerçek.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun istihdam-işsizlik verilerine göre İzmir'in metropoller içinde yüzde 16'ya yaklaşan işsizlik oranıyla en ön sırada yer aldığını, İstanbul'da bu rakamın yüzde 11.2, Ankara'da da yüzde 10 olduğunu vurgulayan Aslan, "Bir zamanların sanayi, ihracat, liman ve turizm kenti, işsizler ve yoksullar için umut kapısı olan İzmir, bugün Türkiye'nin işsizlik şampiyonudur. Bu tablo işsizliğin İzmir'de sosyal dokuyu ve toplumsal barışı tehdit edecek bir boyuta ulaştığını göstermektedir" diyor.
***
Aslan, bunun üç nedeni olduğunu, birincisinin İzmir'e ülkenin dört bir tarafından ve özellikle de bölgeden gelen göçe karşılık yeni iş alanlarının yaratılamaması, ikincisinin de kamu yatırımlarından hak ettiği payı alamaması olduğunu kaydediyor ve ekliyor:
"İzmir milli gelire yüzde 7, genel kamu bütçesine de yüzde 10 katkı vermesine karşılık devlet harcamalarından aldığı pay, yüzde 5'i bile bulmuyor. Üçüncü neden de, sanayici, üretici ve yatırımcı açısından İzmir'i bir "ilgi odağı" haline getirecek politikaların ne merkezi hükümet ne de yerel yönetimler tarafından geliştirilememesidir. Tam tersine, İzmir'in sanayicileri, girişimcileri yüzünü finansın, sıcak paranın ve rantın merkezi İstanbul'a çevirmiştir. Aslında bu kara tablo İzmir'in kaderi değildir, olmamalıdır."
Özellikle işsizliğin, toplumun temeline yerleştirilmiş tahrip kalıbı olarak algılanması gerektiğine işaret eden Aslan, sözlerini şöyle noktaladı: "İşsizlik, psikolojik, toplumsal ve demokratik sonuçları itibariyle zaman ayarı bozulmuş bir saatli bomba işlevi görerek, aileyi, toplumu ve demokrasiyi tehdit etmektedir. Özellikle yüzde 20 düzeyinde olan diplomalı genç işsizler aileleri için de, yaşadıkları sosyal çevre için de her türlü olumsuzluğun, şiddetin ve çatışmanın "odağı" olma potansiyelini taşımaktadırlar. İşsizlik, toplumdaki her türlü kötülüklerin anasıdır. "
hayattan
Aşk bittikten sonra arkadaşlık olur mu?
Selçuk Maruflu anlatıyor...
Fransız edebiyatını ve düşüncesini çok iyi bilen bir arkadaşıma sormuştum:
"Sence Simone de Beauvoir'ın hayatındaki en büyük erkek hangisiydi? Sartre mı, Nelson Algren mi?"
Biraz düşünüp şu cevabı vermişti:
"Galiba Algren..."
Beauvoir 1951 yılında Chicago'ya gidip uzun süre onun yanında kalmıştı.
Dönüşte havaalanında Algren'e, "Onun yanında harikulade günler ve geceler geçirdiğini, bu arkadaşlığın bitmemesi gerektiğini" söylemişti.
Algren'in cevabı ise şu olmuş:
"Sevgilim, sana aşktan daha az bir şey veremem..."
küpe
Akılsız adamın bir saatte sorduklarına, akıllı adam bir yılda cevap bulamaz.
İskoç atasözü
günün fıkrası
Portre
İskoçyalı bir hanım kocasına hediye etmek için portresini yaptırmaya karar vermişti. Şüpheyle ressama sordu:
"Kaça mal olur acaba?"
"Yirmi sterline madam..."
"Oh, çok pahalı. Peki altı yaşındaki kızımın resmini kaça yaparsınız?"
Gene yirmi sterline madam..."
"Ama küçücük bir kız o ayol."
Küçük olsun, büyük olsun farketmez madam."
Peki öyleyse, kızım benim dizim üzerinde otururken yapın tabloyu..."
laflama
* Kağıdı Çin'liler buldu. Peki üçkağıdı kimler buldu?
* Bir Çin Atasözü der ki; "Sen bize bakma torun"
* Ne mutlu hala ağlayanlara ve ağladığını başkasına göstermeyenlere!
* Hayatımı yazsam roman olur. Ama hayatta yapamadıklarımı yazsam ciltlere sığmaz!
* Meteliğe kurşun attığını söyleyen insanlara itibar etmeyin efendim. O atılan kurşunları ve kurşunları atan tabancayı herhalde öpücük vererek almıyorlar efendim!
* Alıcısına ulaşmayan intihar mektubu gibiydi ömrüm. Söyleyeceklerimi kimse bilmiyor!
İbrahim Ormancı'dan