Askerlerin isminin karıştığı ve görmezden gelemeyeceğimiz bir haber çıktığı zaman o gün içimden yazı yazmak filan gelmez. Çünkü iki duygu arasında sıkışır kalırsınız. Bir yandan bu tartışmalar içinde ordunuzun yıprandığını görürsünüz ve buna canınız sıkılır. Diğer yandan da ülkenize, yaptığınız işe ve halka karşı sorumluluğunuz size ortaya serilmiş ve altında askerlerin imzası bulunan rezil belgeleri görmezlikten gelme şansı bırakmaz. İşte yeni bir darbe planı ortaya çıktı. Planın adı "Balyoz". İnsan ortaya çıkan plana bakınca "Yok artık, bu kadar da olmaz" diyor. Sonra planın merkezindeki ismin emekli orgeneral Çetin Doğan olduğunu görüyoruz. İşte orada kafamız karışıyor. Çünkü bu adamı 28 Şubat'tan tanıyoruz biz. Aleviler üzerine oyun oynayan, o yasadışı Batı Çalışma Grubu'nu idare eden, aslında şimdi müebbet hapis cezası almış biri olarak hapishanede yatması gereken generaldir bu. Tam bir kifayetsiz muhteris. Ama olsun, hadi yine de Ordumuza halel gelmemesi için bu ortaya çıkan korkunç planları yorumlamayalım. Bu iddiaların hiçbirine inanmayalım. Ama bu ülkenin aklı olan, iradesi olan özgür vatandaşları olarak kendimize şu basit soruları da soralım.
İYİ AMA...
1- Niçin Taraf Gazetesi'nin şimdiye kadar yayınladığı darbe belgelerinin hiçbirinin yalan ve iftira olduğu kanıtlanamadı?
2- Çetin Doğan, Balyoz planı açıklandığında ilk olarak "bu planlar Cumhuriyeti koruma ve kollama görevidir" diyerek kabul etmişken, akşam neden inkar etti?
3- Genelkurmay Başkanlığı dünkü açıklamasında neden bu planların varlığını reddetmedi?
4- Diyelim ki bu belgelerin hepsi yalan, sonradan eklemeler var. Peki, bütün bu konuşmaların yer aldığı ses kasetlerine ne diyeceğiz?
5- Bu darbe planında 29 general ve 133 subayın ismi var, ıslak imzaları var ve el yazısı notları var, bunları ne yapacağız?
6- Kapı karşı komşunuz size bir iftira atsa ne yaparsınız?
VATANDAŞ NE YAPSIN?
Benim diyeceğim şudur: Bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen askerine iftira atmaz. Ama bu ülkenin özgür ve namuslu vatandaşları da bunca iddianın arasında "acaba" sorusunu kendisine sorar ve araştırır. Çünkü başımıza gelecek en büyük felaket eline vatanı korusun diye silah verdiğimiz insanların iktidar uğruna camilerimize bomba atacak noktaya gelmiş olmalarıdır. Hepimizin evinde bilgisayar var. Bu iddiaların hepsi internette var. Belgeler bizim bir kanaate varmamızı sağlayacak kadar açık. Ses kasetleri orada, rahatlıkla dinlenebilir.
Ben dünden bu yana dehşet içinde bunlara bakıyorum. Bu kadar rezilliği, bu denli alçaklığı benim ordumun bütünü yapamaz. Ama bu ordunun içinde iğrenç bir cunta örgütlenmesi var ve bıkmadan usanmadan darbe hazırlığı yapıyorlar. Artık bundan eminiz. Ve bunlar o kadar geri zekalı ki, her seferinde de enseleniyorlar.
Benim fikrim budur!