Muharrem İnce, gerçekten müthiş bir insan. Samimi bir insan bir kere. İnandığını dosdoğru söylüyor. Hem mütevazı hem de entelektüel. O klasik halkı beğenmeyen CHP'li profiliyle hiç alakası yok. Milliyet'ten değerli gazeteci Devrim Sevimay, Muharrem İnce'yle şahane bir mülakat yaptı. İnce bu mülakatta adeta CHP nasıl iktidar olabilir sorusunun cevabını veriyor. İnşallah İzmir'deki o tuhaf CHP hizbi Muharrem İnce'nin söylediklerini dikkatle okur. İşte o sorular ve çok önemli cevapları.
Sizce CHP'nin sisteminde neyi değiştirmek lazım?
CHP'de bir tür sevgisizlik sorunu var; bence ilk oturup üzerine düşünmemiz gereken konu bu. Bizim örgütlerimiz birbirini sevmek yerine, sürekli eleştiriyor. Oysa bir de AK Parti'ye bakın; kan kusuyorlar ama kızılcık şerbeti içtim diyorlar. Partilerini asla sokakta eleştirmiyorlar.
CHP'ye yönelik bir algı sorunu var diyorsunuz, ancak CHP tabanında askerin darbe de yapabileceğini düşünen, hatta bunu ümit eden, mesela çarşaf yırtan bir kesim de yok mu?
Kesinlikle var. "Türkiye laiktir laik kalacak" lafından başka sloganı olmayan, örtülülere, kapalılara öcü gözüyle bakan, onlara vebalıymış gibi yaklaşan, tıpkı AK Parti içinde "Şeriat gelse" diyenler olduğu gibi bizde de "Asker gelse kurtarsa" diyen bir seçmen kitlemiz var.
Sizce ne kadarlık bir kitledir bu; çoğunluk mu azınlık mı?
Çoğunluk değiller, ama sesleri çok çıkıyor. Mesela bizim Yalova'da 2400 üyemiz var, Bu bahsettiğimiz kesim 50 kişiyi geçmez. Ama azınlıkta dahi olsalar bu kesim partiye zarar veriyor.
Nasıl bir zarar?
Bizi daha militarist, daha katı gösteriyorlar. Partiye halktan kopuk, sorunlara duyarsız, laiklikten başka bir şey bilmeyen, askerle bütünleşmiş, beyaz Türklerden mütevellit bir görüntü veriyorlar.
Nasıl Türkiye'de radikal dinciler varsa, insanlar haklı olarak onlardan korkuyorsa, dindar insanlar da bu arkadaşlardan korkuyor. "Eyvah" diyorlar, "Bunlar iktidar olsa bizim camilerimizi kapatır."
Oysa bence bu korkuların iki tarafı da yok edilebilir.
Sizce bu radikal kesim partinin her kademesinde var mı?
İlçeden Genel Merkezi'ne kadar bu kesimler her kademede var ve çok öne çıkıyorlar. Çünkü, haber değerleri oluyor. Dolayısıyla son derece etkililer.
Peki partide sizin gibi düşünenler mi daha çok, diğer taraf mı?
Emin olun buna, benim gibi düşünenler daha çok.
Asker-sivilleşme-CHP?
Askerler gölge etmesin başka bir şey istemez. 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, hatta 28 Şubat'ta ve 27 Nisan'da. Bunların sonucunda en fazla zararı gören hep CHP olmuştur.
27 Nisan'a sahip çıkmak?
Kesinlikle o gün yanlış yapılmıştır, CHP'nin tavrı o olmamalıydı.
367?
O dönem herkes hata yaptı.
Ahmet Ersin'e inanıyorum ama...
İzmir milletvekili Ahmet Ersin aradı, konuştuk. Bana, yazdıklarımdan dolayı üzüntü duyduğunu söyledi ve Erzincan'daki gizli tanıkla görüşme iddiaları hakkında detaylı bilgiler verdi. O restorana gittiğinde söz konusu kişilerin orada olacağına dair bir bilgisinin olmadığını belirtti.
Ayrıca yine sözü edilen siyah çantanın içinde para olmadığını, sadece özel eşyalarının bulunduğunu; çantayı orada unuttuğunu ve sonradan arkadaşına aldırttığını söyledi. Bunları dinledikten sonra söyleyebileceğim iki şey var:
Birincisi, ben Ahmet Ersin'in bana açık yüreklilikle anlattıklarından sonra onun masumiyetine inanıyorum. Çünkü bir TBMM üyesi ve bir hukukçu beni arayıp, "Olay söylendiği gibi değil, gerçek şu" diyorsa, ben kendimi ona inanmak mecburiyetinde hissederim. Gerçeğin farklı olduğu ortaya çıkarsa tabii ki yorum hakkımı saklı tutarım.
İkincisi, Ahmet Ersin gibi çalışkan ve sevilen bir milletvekilinin darbecilerle bu kadar çok resim vermesi yanlıştır. Ahmet Ersin'in bir insan hakları arayışı içinde olması bu özensiz tavırları haklı göstermez. Sorumluluklarınız ne olursa hiçbir eyleminiz hukukun önüne geçemez, geçmemelidir.
Yalan! Yalan...
Dün grup toplantısında Deniz Baykal'ı izliyorum. 73 yaşına gelmiş bir siyasi lider nasıl bu kadar alenen yalan söyler, anlayamıyorum. Diyor ki Baykal: "CHP askeri müdahalenin karşısındaki en büyük engeldir."
Yalan! Binlerce örnekle yalan söylediğini kanıtlayabilirim. Uzağa gitmeye gerek yok, senelerdir darbecilerin avukatlığını yapıyor kendisi. Daha geçenlerde "bu kötü gidişe dur diyecek bazı kurumlar da öyle anlaşılıyor ki bu mecali kendilerinde bulamıyorlar" diyordu Baykal. Kızılay'ı kastetmiyordu herhalde. Ergenekon dava dosyalarında Baykal'ın Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'a açtığı telefonun dökümü kabak gibi duruyor. Ne diyor Baykal orada? "Paşam, sizde gevşeme görüyorum." Darbe karşısında duracak adama bak sen! Ha sahi, 28 Şubat'ta ne demişti müdahalecilere Baykal: "TSK bir sivil toplum örgütü gibi izledi, takip etti ve siyasete gerekli müdahaleyi yaptı."