Referanduma gider. Maddelerin tek tek oylanması tamamlandıktan sonra paket topluca oylanacak ve yeterli oyun bulunması halinde referandum yolu açılacak. Artık o safhadan sonra söz millette olacak. Bu arada bir savaşa dönüştürülen anayasa değişikliğinde muhalefetin sevinci çok kısa sürdü.
Siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili düzenlemeyi muhalefet Ak Parti'de bir çözülme olarak algıladı ve ölçüsüz bir sevinç sergiledi. Ancak öyle anlaşılıyor ki, o maddenin geçmemesinin nedeni Ak Parti yönetiminin gevşek davranmasıdır. Nitekim daha sonra cok daha önemli olan 145. Madde, Anayasa Mahkemesi'nin yapısını düzenleyen madde ve HSYK'nın yapısını düzenleyen madde kolayca geçti.
O reddedilen maddenin de hem CHP'nin hem de anayasa paketini reddetme eğiliminde olan mahkeme üyelerinin işini çok zorlaştıracağı şimdiden görülmeye başlandı. Zira, kuvvetler ayrılığını ihlal ettiği söylenen madde, Meclis tarafından reddedilmiştir. Diğer maddeler için aynı iddiada bulunmak çok zordur. O maddenin reddedilmesi belki anayasa değişikliği paketinin tümüne bir koruma sağlayacak.
***
CHP belli ki Anayasa Mahkemesi'ne gidecek. O tartışılan 3 madde dışında zaten Anayasa Mahkemesi'nden bir ret yönünde karar beklenmiyor. Tartışmalı 3 maddeye gelince, orada da Anayasa'nın 148. Maddesi'ne göre zaten anayasa değişikliklerini mahkeme sadece şekil yönünden denetleyebilir. Diğer bir deyişle, esastan denetleyemez. Kaldı ki o 3 maddeden birisi zaten düşmüş. Anayasa Mahkemesi'nin durumunu düzenleyen maddeyi ise, 2003 yılında Anayasa Mahkemesi'nin kendisi bizzat önermiş. Yani, üye sayısının artmasını ve bazı üyeleri TBMM'nin seçmesini Anayasa Mahkemesi kendisi istemiş geçmişte.
Şimdi kendi talebine benzer bir maddeyi anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddelerine dayayıp reddetmek öyle pek kolay görünmüyor. Üçüncü madde ise, HSYK'nın yapısını değiştiren maddedir ki, defalarca yazdık, gelişmiş demokrat ülkelerdekine benzer bir uygulama getiriliyor bu değişiklikle. Yüksek yargı üyelerini artık kendi aralarında oluşturulan şebeke ile değil, bu ülkenin on binlerce hakimi demokratik yöntemlerle seçecek. Bunun anayasaya ve hukuk düzenine aykırı hiçbir tarafı yok.
***
Denebilir ki, bütün bunlara rağmen Anayasa Mahkemesi bundan önce verdiği hukuk dışı kararlarından birini daha verir ve bu değişiklik paketini iptal eder. Diğer bir deyişle, referandum yolunu tıkar. O zaman ne olacak? Olacağı şu: Türkiye'nin önüne iki mesele çok kuvvetli bir biçimde gelir oturur. Birincisi, elbette ki erken seçim. Hükümet döner seçmene, "Bak arkadaş, bunlar ben millet filan dinlemem diyor, bunlara herhalde söyleyeceğin bir söz vardır" der. Seçmen de patron olduğunu vesayet kurumlarına bir kez daha hatırlatır. İkincisi, böyle bir karar ortaya çıkarsa ilk kez Anayasa Mahkemesi üyeleri anayasayı ihlal suçunu işlemekle suçlanabilirler ki, siyaset bilimci Dr. Mustafa Çalık geçenlerde bunun ilk işaretini vermiştir.