• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Güvenmediğim Kılıçdaroğlu

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.05.2010, 00:00
Kafamda iki boyutlu bir Kılıçdaroğlu portresi olduğunu söylüyorum hep. Yeni bir göreve başlayan bir siyasetçiye adil olmak gerekir. O nedenle ben de her iki boyutu da eşit düzeyde okuyucuya yansıtmak istiyorum. Bu boyutlardan birisi şüphe yok ki arkasında hatırı sayılır bir halk desteği olduğu anlaşılan ve toplumun bir kesiminin CHP adına ümit bağladığı siyasetçi boyutudur. Kılıçdaroğlu, benim düşündüğüm gibi bir "azil-tayin" tezgahının bir aktörü değil de, devrimci bir siyasetçi ise, bu ülkenin geleceğine damgasını vuracak birisi olacak demektir. Zira yüklendiği görev böyle bir görevdir. İkinci boyut ise, öteden beri izlediğim Kılıçdaroğlu'nun gerçekte hiç güvenilmeyecek bir siyasetçi olduğu gerçeğidir. Bugün bu yanını yazacağım.
SİYASET TARZI: Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar benimsediği siyaset yapma tarzı dikkate alındığı vakit, profesyonel deformasyona uğramış birisi olduğu görülür. Siyasi rakiplerini yolsuzluk iddiasıyla sahaya çekmek ve onları savunma pozisyonunda, yandaş medyanın da desteğiyle hırpalamak. Kılıçdaroğlu'nun isminin duyulmasının hikayesi budur. Bugüne kadar iddialarının bir tekini bile ispatlayamamıştır. Haklı olduğu ve üzerine gittiği olaylarda işin ucu CHP'ye dayandığı an da, o işin peşini bırakmıştır. Kısaca halkın yolsuzluk hassasiyetini çok kötü bir biçimde sömüren bir siyasetçi Kılıçdaroğlu.
DERSİM OLAYI: Hatırlanacağı gibi bütçe görüşmelerinde CHP'li Onur Öymen, Dersim katliamını savunmuştu. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, "Onur Öymen gereğini yapsın" diye bir açıklama yaptı. Bu sözün siyasette ne manaya geldiğini herkes çok iyi bilir. Buna karşılık Onur Öymen'de Kılıcdaroğlu'na, "Sen gereğini yap" dedi. Kılıcdaroğlu bu azarı işitince gereğini yaptı! Ne yaptı? Hemşerilerini bir kalemde sattı.
ŞABAN DİŞLİ OLAYINDA GERÇEKLERİ GİZLEDİ!: Şaban Dişli olayında insanları imar değişikliği yaptırıp rant sağlamakla suçladı. Silivri'deki imar değişikliğini CHP'li belediye başkanının yaptığı ortaya çıkınca, Kılıcdaroğlu hemen sıvıştı.
DENGİR FIRAT'I UYUŞTURUCU TİCARETİYLE SUÇLADI!: Dengir Mir Mehmet Fırat gibi yıllardır politikanın içinde olan bir insanı uyuşturucu kaçakçılığı yapmakla suçladı. İddialarının hepsi yalan çıktı. "Bu insanın çocukları var mı, akrabaları var mı, şerefi haysiyeti var mı?" diye hiç düşünmedi. Böyle bir iftira siyaset için bile atılmaz, ancak kötücül bir insan olmak gerekir.
İFTİRA'DAN "YEM" OLUR MU?: Melih Gökçek'le TV'de yaptığı tartışmada iddiaların hepsine cevap verildiğini görünce, Uğur Dündar'la kurdukları kumpası devreye soktular. Kılıçdaroğlu, siyasi mücadelesini verirken rakiplerine karşı yandaş gazetecilerle işbirliği yapmaktan çekinmeyen birisi. Bir insan düşününüz ki siyasi rakibiyle ilgili birçok iddia ortaya atıyor. O iddiaların biri doğru çıksa, iddialara muhatap olan kişinin sadece siyasi hayatı bitmez, haysiyeti de yara alır. Kılıçdaroğlu, insanlara iftira ediyor, sonra bunları saatlerce televizyonlarda tartışıyor. Ardından gazeteciler soruyor: "Melih Gökçek'le ilgili 168 euro iddianız gerçek çıkmadı" diye. Verilen cevap aslında Kılıçdaroğlu'nun tüm karakter özelliklerini sergiliyor. "O yemdi" diyor Kılıçdaroğlu. Bir siyasetçi bir başka siyasetçiye iftira atıp sonra, "o yemdi" der mi? Ahlak bunun neresinde?
İSTANBUL YALANLARI !: Yerel seçim öncesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili ortaya attığı iddiaların tamamı yalan çıkmıştır. Metrobüslerin alımında aracı firma kullanıldığı iftirası bunların başlıcasıdır.
TORUN SEVGİSİ "AHLAKLI DAVRANIŞ"A KARŞI!: Yeni sosyal güvenlik uygulamalarında tam bir fırsatçılıkla 5 yaşındaki torununu, kanuna aykırı olarak sigortalı yaptırdı. Bu durum ortaya çıkınca da, "Yaptığım etik değildi" dedi. Ancak etik olmayan bir davranışın bedelini ödemeyi hiç aklına getirmedi.
FAKİR İNSANLARA KARA ÇALDI!: Kılıçdaroğlu, iftira atmak ve kara çalmak işini o boyuta vardırmıştır ki, ben artık Kılıçdaroğlu'nun herhangi birine suçlamadan yaşayamayan biri olduğundan şüpheleniyorum. Bu bir tür hastalık olabilir. Mesela Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ablasının yeşil kartını diline dolamıştı. Ancak bakanın ablasının hakikaten çok fakir bir hanımefendi olduğu ortaya çıkınca özür dilemek zorunda kaldı.
AĞIR CEZA HAKİMLERİNE BİLE İFTİRA ATTI!: Daha iki ay önce yaşanan bir olay. Kılıçdaroğlu yine elinde "belge" dediği kağıtlarla televizyonlara çıktı ve Erzurum Ağır Ceza Hakimi'nin telefon dinleme emrini boş kağıda imza atarak verdiğini iddia etti. Erzurum Ağır Ceza Hakimi çıktı ve bu iddianın uydurma olduğunu tek tek ispatladı. Kılıçdaroğlu ne yaptı? Kedi pisi örter gibi örttü, kayboldu.
Kılıçdaroğlu'nu destekleyenler desteklesin, hiç itirazım yok, ancak onun böyle bir tarafı olduğunu da bilsinler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA