Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt'ün Ergenekon sanıklarıyla sürekli temas içinde olduğu ortaya çıkıyor. Genelkurmay'da gizli toplantılar yapıyor. Paksüt'ün eşi Anayasa Mahkemesi'nin oturumlarını dışarıya sızdırıyor. Ferda Paksüt şu an da Ergenekon sanığı olarak yargılanıyor. 367 meselesinde bir kuvvet komutanı tarafından tehdit edilen bir diğer Anayasa Mahkemesi üyesi, "Bu kararı verirsem torunlarımın yüzüne nasıl bakarım" diye ağlıyor. Bir diğer Anayasa Mahkemesi üyesi eski bir bakanla anayasa değişiklikleri paketi hakkında konuşulmaması gerekenleri konuşuyor. Ve bu mahkeme durmadan anayasayı ihlal suçu işleyip duruyor.
***
Danıştay, kendini yürütme yerine koyup durmadan "yerindelik" kararları veriyor. 3 yıl önce verdiği bir kararını üç yıl sonra sırf ideolojik sebeplerden dolayı değiştirebiliyor. Fikriyatına karşı olduğu belediyelerin işini zorlaştırmak için belediye otobüslerinin fiyatlarını altı yıl önceki seviyesine indiriyor. Bu kararların çoğu anayasayı ihlal eder nitelikte kararlar.
Danıştay 2006'da öldürülen Danıştay Hakimi Mustafa Yücel Özbilgin'in kanının takipçisi olacağı yerde, katileri perdeleme anlamına gelebilecek bir görüntü içine giriyor.. Her şey ortaya çıkmışken hala toplumu bu cinayeti dindarların işlediği yönünde kanaate zorluyor. Danıştay kameralarının başına gelenlerle ilgili en ufak bir açıklama getirilememesi, bu konuda Danıştay'ın içine girdiği suskunluk insanın kafasında korkunç şüphelerin oluşmasına neden oluyor.
***
Benim bütün aksaklıklarına rağmen en güvendiğim kurum Yargıtay'dı. Her şeye rağmen hukuk çizgisini koruyan bir yargı kurumu izlenimi veriyordu. Ama çok yanılmışım. Çok iyi niyetli bir başkana sahip olmasına rağmen, belli ki onu da aşan durumlar var. Yargıtay hukuksuzluğu ve ideolojik kararlar vermeyi artık sıradanlaştırmış durumda. Bir sanığı, "niye tahliye etmiyorsunuz" diye 9 tane ağır ceza hakimine ceza kesebiliyor Yargıtay. Bu açıkça Anayasa'nın 138. maddesini ihlal suçu işlemektir. Günlerdir kasetlerden Yargıtay üyelerinin kendi aralarındaki konuşmaları dinliyoruz. Tek kelime ile korkunç, tek kelime ile ahlaksız. Bu Yargıtay hakimlerin derhal meslekten atılması ve tutuklanması gerekiyor. Ama bunlar ortaya çıktığı halde aynen kasetlerdeki konuşmalara uygun olarak çete davasından yargılanan Erzincan Savcısı serbest bırakılıyor.
***
Ya HSYK? Hele onların hiç tutar yanı yok. Bir eski bakanla bu kurumun başkanının yargıyı nasıl dizayn ettiğini hala duymayan var mı? Generallerin talimatına göre savcı harcayan, ideolojik kadrolaşmadan başka bir çabası olmayan bu kurumun üyelerinin de eylemlerinden ötürü yargılanması şarttır. Yargılama lafı çok iddialı gelebilir ancak, bu benim kişisel beklentim veya arzum değil. Anayasa'nın 138 ve 148. maddelerine bakan herkes yüksek yargı üyelerinin durmadan anayasal ve mesleki suçlar işlediğini görür.
Türkiye'de adına yüksek yargı denilen kurumların durumu budur ve korkunç bir meşruiyet sorunu ile yüz yüzedirler.