Hiç hoşlanmadığım bir ifade biçimiyle başlayayım meramımı anlatmaya. 12 Eylül'de yapılacak referandumda 'hayır' oyu verilmesini isteyen çevreleri hayret ve ibretle izliyorum. Kılıçdaroğlu'ndan başlayalım: "Hayırda hayır vardır" sözüyle başladı Anayasa değişikliği karşıtlığına. CHP gibi kendisine sol filan diyen bir partinin 12 Eylül darbesinin tortularından bir nebze de olsa bizi kurtaracak bir değişiklik çabasına niçin bu kadar hevesle karşı çıktığını anlamak kolay değil, değil mi? Aslında kolay, çünkü CHP sol bir parti değil. Darbelerin bütün kurumlarına gizli açık destek veren bir parti CHP.. Bu bir ideolojik ve ontolojik tercih CHP için. Şimdi yaptığı da esasen bir tutarlılığı ifade ediyor.
***
Anayasa Mahkemesi bir karar verdi ve bu değişiklik paketinin hukuka uygun olduğunu söyledi. Şimdi CHP'nin " tehlike ve tehdit" korkutmalarının bir anlamı olabilir mi? Olmaz. Olmayınca ne yapılabilir başka? Hukuki ve siyasi barutunuz tükenince saçmalama özgürlüğünüzü kullanırsınız ve halka yalan söylersiniz. İşte Kılıçdaroğlu'nun hepimizi salak yerine koyan müthiş sorusu: " Bu Anayasa değişikliğine 'evet' oyu vermek işsizliği ortadan kaldırır mı? Emekliye bir şey getirir mi? Köylüye bir şey getirir mi?". Evet, bu soruları soruyor Kılıçdaroğlu. CHP'yi kutlamak gerekir. İşsizliğin Anayasa değişikliği ile çözülebileceğini düşünen "müthiş" bir lidere sahip. Düşünüyorum da, ben de sanırım en az Kılıçdaroğlu kadar zeki biri olmalıyım. Çünkü, mesela aklıma şöyle sorular geliyor. Bu Anayasa değişikliğine 'hayır' oyu vermek işsizliği ortadan kaldıracak mı? "Hayır" oyu vermek emeklinin durumunu düzeltecek mi? Köylüyü düze çıkaracak mı hayır oyu? Şaka gibi değil mi?
***
CHP'nin ve diğerlerinin yalanı şurada: bu Anayasa değişikliği paketi sadece yüksek yargının daha çağdaş bir yöntemle seçim yapmasının yolunu açmıyor; bunun yanında, ülkemizi daha ileriye taşıyacak 25 tane daha madde içeriyor. Mesela sivilleşmeyi getirecek, asker vesayetini tarihe gömecek ve darbeleri imkızlaştıracak bir 145.madde değişikliği var ki, bana göre bu Anayasa değişikliğinin kalbi budur. Artık referandumda "evet " çıkarsa, hiçbir sivil, askeri mahkemelerde yargılanmayacak. Bu anayasa paketiyle çocuklar, yaşlılar, gaziler, özürlüler ve dul ve yetimler yeni haklar kazanıyor. Memurlar toplu sözleşme yapabilecek. YAŞ kararları yargıya götürülebilecek. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı tanınacak. İnsanlar artık üç kuruşluk vergi borçları var diye hava alanlarında suçlu muamelesi görmeyecek. Mahkeme kararı olmaksızın hiç kimse yurt dışına çıkmaktan ala konamayacak. Ve 12 Eylül günü eğer "evet" oyu çıkarsa 12 Eylül 1980'de bu ülkeye darbe ayıbını yaşatanlar, sembolikte olsa, yargılanabilecekler. Artık bundan sonra Danıştay gibi mahkemeler kendilerini yürütme yerine koyarak belediyeleri şamar oğlanına çeviremeyecek.
O nedenle, isteyen referandum'da elbette "hayır" oyu verebilir; ancak herkes bilsin ki, bize "hayır oyu verin" diyenler açıkça halka yalan söylüyorlar.