• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Anayasa oylaması bir güven oylaması mıdır?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.07.2010, 00:00
Muhalefet 12 Eylül'de yapılacak referandumu bir güven oylamasına dönüştürmek istiyor. Muhalefetin elbette buna hakkı var; ancak tüm toplumu ve toplumun geleceğini ilgilendiren bir konunun gündelik rekabet düzeyine indirgenmesi doğru bir siyaset olarak görülemez. Çünkü, 12 Eylül'de yapılacak referandumda oylanacak olan metin bir siyasal perspektif değildir; Ak Parti'ye ait bir metin hiç değildir. Bunu söyleyenler açıkça Türk toplumuna yalan söylüyorlar. Oylanacak metin bir anayasa metnidir ve TBMM'ye aittir. Bu metne vatandaşlar "evet" de diyebilir "hayır" da diyebilir. Ama bu referandumda dört yıllık ömrü olan bir siyasi partiyi ve onun düşüncesini oylamayacak insanlar. Devletin yönetim esaslarını belirleyecek, halkın hayatını şekillendirecek kalıcı bir metni onaylayacaklar veya onaylamayacaklar. Mesele bundan ibarettir.
***
MHP'nin anayasa oylamasına dönük tavrı nereden bakarsanız bakın, anlaşılması güç bir tavırdır. Zira MHP'nin tabanı ile yöneticileri referandum konusunda giderek ayrışıyor. MHP liderinin önüne gelene "vatan haini" yaftası yapıştırması partinin halk desteğini aşağıya çekiyor. Parti yöneticilerinin bunu göremiyor olmasını doğrusu tuhaf karşılıyorum. Bu arada benim asıl izlediğim partinin CHP ve onun lideri Kılıçdaroğlu olduğunu söylemeliyim.
Kılıçdaroğlu referanduma dönük tavrını, "Bu anayasa değişikliğine 'evet' demek işsizliği önleyecek mi?" demek suretiyle dile getirdi. Anayasa ile işsizliğin önlenmesi arasında bir ilişki kurması ilginçti tabii. Aslında bizim ülkemizin sol-Kemalist geleneğinde böyle şabloncu yaklaşımlar çok fazla görülür. Aynı Kılıçdaroğlu, mesela Kürt meselesinin çözümü olarak hayvancılığın desteklenmesini önermektedir. Bunu şaka olsun veya laf olsun diye söylemiyor; buna yürekten inanıyor.
***
CHP'nin referanduma dönük geliştirdiği siyasi stratejinin anayasa oylamasını bir güven oylamasına dönüştürmek olduğu anlaşılıyor. 12 Eylül'de, referandumda halk "hayır" derse bu hükümete güvensizlik oyu anlamına gelecek CHP'ye göre. Bunu zekice bir strateji olarak gördüğümü belirtmem gerekir. Ancak bu stratejinin şöyle bir zayıf tarafı var: Ya, Ak Parti'de CHP'den kopya çekip benzer bir referandum stratejisi benimserse ne olacak? Yani, 12 Eylül gecesi "evet" oyları daha fazla çıkarsa, o zaman bu sonuç "muhalefete güvensizlik oyu" olarak değerlendirilmeyecek mi? Öyleye ya, "hayır" çıkarsa bu hükümete bir "güvensizlik oyu" olarak kabul edileceğine göre, "evet" çıkması halinde de "muhalefete güvensizlik oyu", bir başka deyişle, "hükümete güven oyu" şeklinde anlaşılmak icap edecektir.
Benim Kılıçdaroğlu'na tavsiyem şudur: Referandumu güven oylamasına dönüştürme siyaseti zekice görünen ama aynı zamanda çok riskli bir tercihtir. Yol yakınken vazgeçmek en iyisidir.
Çünkü Deniz Baykal, daha şimdiden alternatif Genel Merkez gibi çalışıyor. Ve referandumda "evet" çıkması halinde Kılıçdaroğlu'nu vuracağı argüman CHP'nin bugün benimsediği argüman olacaktır.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA