Ben Cem Boyner'i öteden beri çok beğenirim. Yeni Demokrasi Hareketi döneminden tanıyorum kendisini. O başlattığı hareket başarılı olmuş olsaydı, bugün Türkiye, eminim bambaşka bir Türkiye olurdu. Şu kadarını söylemek zorundayım, o günlerde, yani bundan tam 17 yıl önce, Cem Boyner'in söyledikleri bugünkü Türkiye'nin gündemini oluşturuyor. Sorunlar da çözüm modelleri de değişmiş değil. Bir gün biri çıkıp yakın dönem Türk siyasi hayatının tarihini yazacak olsa, iki ismin toplumun en az 10 yıl önünde yürüdüklerini görecek. Bunlardan birisi şüphesiz Aydın Menderes, diğeri ise Cem Boyner'dir. Zaman ve tarih her ikisini de haklı çıkarmıştır; ancak ne siyaset, ne de toplum bu iki pırıltılı insana haklı çıkmalarından dolayı herhangi bir paye de vermiş değildir. Cem Boyner daha sonra "siyasete gir" telkinlerine hep kapalı olmuş ve "Benim yapacaklarımı Ak Parti zaten yapıyor" sözüyle de rasyonel biri olduğunu göstermiştir.
***
Lafı Cem Boyner'den açtım. Biz nasıl onun fikirlerini beğeniyorsak, eşinin TÜSİAD başkanı olmasından da Türkiye adına sevinç duymuştuk. Ümit Boyner benim için her vakit Cem Boyner'in hayat arkadaşıdır öncelikle. Ümit Boyner'in Cem Boyner çapında bir insandan feyiz almaması düşünülebilir mi? Ama belli ki almıyor. Ya almıyor, ya anlamıyor, ya da üzerinde "derin TÜSİAD"ın ağır baskısı var. Her ne olursa olsun, Ümit Boyner'in çizdiği profil olağanüstü kötü, olağanüstü itici. TÜSİAD'a başkan olduğu günden bu yana, hiçbir konuda net olamadı Ümit Boyner. Hep ikircikli, hep muğlak, hep idare-i maslahatçı davrandı. Keşke taşıdığı soyada yakışır bir tutum sergileseydi. Çünkü eşi Cem Boyner, bir zamanlar bu ülkede statükoyla savaştı. Kimsenin telaffuz edemediği gerçekleri haykırmaktan bir an bile geri durmadı. Ne oldu? Belki başbakan olamadı, belki siyasette bir yere gelemedi; ama bu ülkenin indinde ve zihinlerde saygın bir adam olarak yaşıyor. Hayat başka ne için yaşanır ki zaten?
***
Ümit Boyner'i üzmek pahasına bu yazıyı yazmama neden olan en son olaya bakalım: Başbakanlığın kapısında ayaküstü konuşuyor Ümit Hanım. "Anayasa değişikliği konusunda siyasi bir duruşumuz yok" diyor. Yani "evet' de demiyoruz 'hayır' da demiyoruz" demeğe getiriyor. İnsan hayret ediyor. Açılım konusunda bir tavrı olan TÜSİAD'ın anayasa değişikliği konusunda herhangi bir tavrı yok! Ümit Hanım'a anayasa değişikliği meselesi sadece siyasi bir mesele midir; veya Türkiye'de Bülent Tanör'e, Erdoğan Teziç'e ilk Anayasa taslağı hazırlatan siz değil misiniz? sorularını sormanın bir anlamı yok; ancak, başka bir soru sormak zorundayız kendisine ve başında olduğu kuruluşa: Tamam, anladık, anayasa değişikliği konusunda siyasi bir duruşunuz yok; peki, bu konuda demokratik bir duruşunuz var mı?
Ümit Hanım, siz ya tehdit altındasınız ya da çok komik bir kadınsınız!