• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Çok mu zormuş bunu yapmak

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.07.2010, 00:00
Bir ülke düşünün; koskoca bir ülke. Dünyanın büyük ekonomilerinden birisi haline gelmiş. Dünyanın büyük ordularından birine sahip. Dünyanın büyük nüfuslarından birini barındırıyor. Dünyanın en değerli gayrı menkulünün üzerine inşa edilmiş. Etrafı devasa sorunlarla dolu. Kendi içinde büyük sorunlarla yaşayan bir ülke. Ve demokratik, çok partili, özgür bir ülke. Düşünün, böyle bir ülkenin Başbakanı ile Ana muhalefet Başkanı 4 yıldır görüşmüyor, görüşemiyor. Fiziki engeller değil bunun nedeni. İki partinin genel merkezlerinin arasındaki mesafe 3 dakika, TBMM'ndeki mesafe bir koridor uzunluğu. "Milli utanç nedir?" diye soracak olanlara söyleyelim ki, işte budur.
***
Peki ne oldu da, 4 yıl sonra bu mümkün oldu? Bunun olabilmesi için soğuk savaş politikacısı Deniz Baykal'ın gitmesi gerekiyormuş. O Baykal ki, ülkeyi senelerdir korkunç bir gerilim duygusunun içinde yaşattı. Bilgeliğini, tecrübesini, siyasi ustalığını Türkiye'nin iyiliği için kullanmak yerine, kendine siyasi hasım icat etmek için kullandı. Ortaya birbirini anlamayan, dinlemeyen, güvenmeyen bir siyasi yapı çıktı. Zaman zaman Başbakan Erdoğan'da Baykal'ın gerilim tuzağına düştü. Türkiye'nin yakıcı sorunları insanlarımızı mağdur ederken, muhalefet partileri hiçbir uzlaşma ve sorunlar karşısında ortak çaba arayışına girmediler. İktidarın hevesli ve iyi niyetli uzlaşma arayışları "size güvenmiyoruz, kamera olursa olur" gibi hafif ve incitici sözlerle engellendi. Ta ki, Deniz Baykal "uçkur" meselesinden sahneyi terk edene kadar bu kör dövüşü devam etti. Yer yer ağır eleştiriler yönelttiğimiz Kemal Kılıçdaroğlu kendi farkını koydu ve Başbakan Erdoğan'ın talebini kabul ederek görüştü. Ortaya çıkan tablodan rahatsız olan var mı? Bu ülkeyi sevmeyenler belki; ancak ülkesini seven herkesin içine yeni bir ümit doğdu. Ortaya çok medeni bir görüntü çıktı. İki sorumluluk sahibi siyasetçi bir araya geldi. Ülkenin Başbakanı en mahrem bilgileri Ana Muhalefet lideriyle paylaşarak ona güvendiğini gösterdi. Ana muhalefet lideri, eksiksiz bir ev sahipliği ile Başbakana Kürt sorunuyla ilgili önerilerini iletti. Yüz yüze bir iletişim ile bundan sonraki günlerde "konuşabilme" nin kapısı aralandı.
***
"Terör partiler üstü bir meseledir, Hükümetin aldığı doğru kararları destekleyeceğiz". Bu söz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ait. Bu açıklama bir Türk vatandaşı olarak bana moral verdi. Bir hususu itiraf etmeliyim; "Kılıçdaroğlu ile ilgili yakın geçmişte yaptığım eleştirileri keşke o üslupta yapmasaydım" diye iç geçirdim. Çünkü son gelişmeler bize bir şeyi gösteriyor: Kılıçdaroğlu, demek ki o itici CHP siyasetini sürdürmeyecek. Demek ki pozitif muhalefet rolü oynamaya kararlı. Aslında bu yeni siyasetin altında keskin bir zeka da görüyorum. Çünkü ilerde bir CHP iktidarı göreceksek, bu ancak benzeri pozitif tutumlarla mümkün olacaktır.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA