20 yıldır toplumsal-siyasal ve hukuksal gündemimizi meşgul eden bir mesele başörtüsü meselesi. Başörtüsü uzunca bir süre, karşıtlar tarafından irticaının ve siyasi İslam'ın simgesi olarak tanımlandı. Bu mesele üzerinden koskoca bir rejim tartışması üretildi. Konu Anayasa mahkemesi'ne gitti; yetmedi AİHM'ne gitti. Buralardan herkesin kendine göre yorumladığı kararlar çıktı. Ama bütün bu süreçlere bir bütün olarak baktığınız zaman, Türkiye'deki başörtüsü sorununun bir vakitler bir delinin kuyuya attığı taşın onlarca akıllı tarafından çıkarılmaya çalışılmasından ibaret bir sorun olduğunu görürsünüz. Nitekim, öyle olduğu için, başörtü karşıtı bir YÖK başkanının yazdığı yasak talimatnamesinin tam tersini yasak karşıtı bir başka YÖK başkanının yazması sonucu Türkiye'yi 20 yıldır meşgul eden sorun önemli ölçüde çözülmüş görünüyor.
***
Bu gelişmelerde bir hususa herkesin dikkatini çekiyorum: sorunu bu şekilde çözüm noktasına getiren YÖK başkanının başörtülü kızların üniversiteye girmesini serbest bırakan yazısı değil. Bana göre burada bu talimatnameyi işlevsel kılan CHP'nin gelişme karşısında takındığı yeni tutumdur. Açık konuşalım, eğer CHP, YÖK'ün aldığı bu karara karşı çıkıp, konuyu mahkemeye götürmüş olsaydı, başörtüsü meselesinde yeniden başa dönerdik; daha doğrusu ülkede yeniden bir başörtüsü gerilimi yeniden başlardı. CHP mahkemeye gitmeyeceğini ve sorunun çözümüne katkıda bulunacağını açıklayarak ortamı rahatlattı. Şimdi soru şu: CHP kendisinden beklenmeyen bu tutumu niye benimsedi? Bunun da cevabı çok açık: CHP, başörtüsü gibi özgürlük sorunlarının karşısında negatif bir rol oynamakla siyaset yaptığı alanı daraltıyor. Bir başka deyişle, kendisini iktidara taşıyacak halk kesimlerini kendi elleriyle Ak Parti'ye teslim ediyor. Yıllardır bu tutumu yüzünden AK Parti'nin değirmenine su taşıdı CHP.
***
Öyle anlaşılıyor ki, CHP'de bir akıl devreye girdi ve CHP'ye yeni bir tutum önerdi. Oysa CHP'nin bu başörtüsü yasağını, darbelerin kurduğu vesayet düzeninin halkı iktidara yaklaştırmamak için icat ettiğini bilmesi lazımdı. Bir korku simgesi haline getirilen başörtüsü üzerinden laiklik ve cumhuriyet konusunda duyarlı milyonlarca insanımızı istismar ettiler. Onların samimi duygularını, sırf iktidar oyunu için her türlü biçimde kullandılar. CHP yıllarca bu oyundan kendisi için kolayca bir iktidar çıkar zannetti. Ama öyle olmadı. Halk kendi iktidarını sandıktan her şeye rağmen çıkardı. Başörtüsü yasağı konusundaki yeni özgürlükçü tutumu CHP'ye, sandıktan çıkma gerçek bir iktidar yolunu açacak tutumlardan biridir. O nedenle CHP'nin ikide birde Ak Parti'ye "gel bu işi çözelim" deyip durması gereksiz bir çağrıdır. Bu sorun başından sonuna kadar CHP'nin meselesidir ve CHP çözmelidir.