• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Fax, kadın ve değişimin hızı

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.10.2010, 00:00
Sanırım 1970'li yıllarda hayatımıza girdi fax cihazı. 1980'li yılların ortalarına doğru da en mükemmel şeklini aldı. Xerox firmasının ürettiği fax cihazları 80'li yılların dünyasında o derece teknik harikalara sahipti ki, bilgi toplumuna adım atmış olan insanlığın simgesi haline gelivermişti birden. İlginç bir tespiti var bilim adamlarının: "Bugünün dünyasının değişim ve dönüşüm sembolü şüphesiz internettir" diyorlar ve şöyle devam ediyorlar: "Ancak, 80'li yıllarda faxın dünyayı etkileme gücü bugünün dünyasında internetin etkileme gücünden daha fazlaydı." Bu tespit eğer doğruysa, bunun sebebi, sanayi toplumu yapısından bilgi ve enformasyon toplumu yapısına keskin geçişi faxın temsil etmiş olmasıdır.
***
Fax gerçekten hayatı öylesine etkilemişti ki, bu cihazın belgeleri yeryüzünde telefon olan her bir noktaya anında ulaştırabilmesi küresel ilişkilerin, bilhassa ticaretin düzeyinin katlanarak artmasına neden olmuştur. Faxın tarihe düştüğü daha önemli bir not vardır ki, o da rejimleri değiştiren bir enformasyon cihazı olmasıdır. Yakın dönem komünist blok tarihçileri özellikle Polonya'da ve Sovyetler Birliği'nde komünist rejimleri, belki biraz da abartılı bir biçimde, fax cihazının yıktığını söylerler. Batı dünyasından fax yoluyla gelen dokümanlar yeraltı matbaalarında çoğaltılarak çok etkili bir haberleşme ve bilgilenme ağı kurulmuştu. Gerçekten dünyada otoriter rejimlerin birer birer yıkılması ve demokrasi çağının başlamasıyla fax cihazının kullanılmaya başlanması arasında senkronize ilişki vardır. Yine kapitalist-serbest piyasa ekonomilerinin küreselleşmesi de aynı şekilde faxlı yıllarda başlamıştır.
***
Şimdi bu devrimci cihazın modası geçti. Kelimenin tam anlamıyla demode oldu. Ben 2 yıldır ne fax kullandığımı ne de bir fax aldığımı hatırlamıyorum. Amerika'da artık fax cihazı neredeyse kullanımdan kalkmış durumda. İnternet varken faxla uğraşmak gerçekten akıl işi değil. Şimdi böyle düşünüyoruz ama 80'li yıllarda bizim hayal gücümüzün kışkırtıcı cihazıydı. Dünyada fax ve kadınlar üzerine geyikler yapılırdı. Mesela o yıllardan aklımda kalan ve bütün dünyada yaygın olan şöyle bir espri vardı: Dünyada en hızlı iki haberleşme aracı, fax ve kadınlar. Kadınların iletişim ve biraz da dedikodu yeteneklerini ancak faxla mukayese ediyordu 80'lerin dünyası.
***
Hiç şüphesiz teknolojinin gelişme hızını, daha doğrusu çağ değişimlerini en iyi enformasyon araçları üzerinden izlemek mümkün. Örneğin tekerleği ele alalım. 5 bin yıl süren tarım toplumu süresince tekerlek ve tarım yapma biçimleri neredeyse hiç değişmemiş. Tarım toplumundan sanayi toplumu dönemine girdiğimiz vakit bu yeni ve müthiş çağın yüz yıldan da kısa süreceğini kimse bilemezdi elbette. 1960'larda Daniel Bell "bilgi toplumu olduk" dediği vakit hepimiz yeni dünyanın değişim araçlarının gündelik yaşantımızı nasıl değiştirdiğini yaşayarak gördük. Şimdi her on senede bir çağ değişiyor. Her on senenin gelişme hızı bir önceki on seneden elli kat daha fazla. Cebimizde taşıdığımız sözde telefon aynı zamanda internet, aynı zamanda kamera, anı zamanda ses cihazı, velhasıl omlet dışında her şeyi yapabiliyorsunuz. Bu gelişme hızı topyekun sosyolojimizi etkiliyor, daha doğrusu dönüştürüyor. Nereye doğru dönüştürdüğünü de pek bilecek durumda değiliz. Ancak bu teknoloji harikaları sayesinde hem hızla bireyselleşiyoruz hem de tuhaf bir biçimde sosyalleşiyoruz. Örneğin dijital bir dindarlık gelişti cep telefonları sayesinde. Dinle alakası olmayan insanlar kandillerde ve bayramlarda yoğun bir dinsel sosyalleşme yaşıyorlar.
***
Türkiye bu çağ değişimleri ve araçları karşısında iki yönlü bir tavır sergiliyor. İlk olarak, Türkler bütün tarihleri boyunca hep ola geldiği gibi yenilikler konusunda son derece uyumlu bir sosyoloji ortaya çıkarıyorlar. Şu anda dünyada interneti ve onun üzerinden kullanılan sosyal ağları en fazla kullanan milletlerden biri Türkler. 22 milyon facebook kullanıcısı varmış ki, müthiş bir rakam. Diğer enformasyon araçları konusunda da Türkiye'de durum pek farklı değil. Ancak bir başka tavır daha var Türkiye'de. İnterneti tehdit olarak gören bir anlayış bu. Bu sistemi kontrol edebileceğini sanan bir anlayış. Youtobe'u kapatan, kapatınca da sanki insanların o siteye giremeyeceğini sanan geri bir anlayış. Rauf Tamer'den ödünç alarak kullanacağımız tabirle "o kafa" şimdi de facebook'u kapatabilmek için uğraşıyor mesela. Oysa yapabilecekleri hiçbir şey yok. Dünyanın gelişme hızını geriye çevirmek dünyayı yörüngesinden çevirmekten daha zor. Elbette bu sanal alemde birçok tehditler ve tehlikeler de kol geziyor. Ancak uygarlık serüvenimizin bizlere öğrettiği bir temel gerçek var: Özgürlüklerden kaynaklanan tehlikeleri bertaraf etmenin yolu daha çok özgürlüktür!



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA