• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Demirel 28 Şubat'ın Faruk Gürler'idir!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 11.10.2010, 00:00
28 Şubat günlerini iyi bilenlerden birisiyim, çünkü içinde gün gün, an be an yaşadım. Hangi siyasi aktörün hangi saiklerle nasıl davrandığına gözlerimle tanık oldum. Bugünkü konumuz Süleyman Demirel. 28 Şubat'ta Demirel'in durumu gerçekten çok ilginç. 40 yıl iyi kötü bir çizgisi olan, geniş kitlelere liderlik eden ve o kitleler üzerinden bütün ikbal koltuklarına oturan birisi, birden bire o ana kadar savunduğu tüm değerleri tersyüz edip değişebilir mi? Süleyman Demirel, 28 Şubat'ta bunu başaran adamdır. Aslında Demirel'i bu ahir ömründe üzecek bir şey yazmak niyetinde değildim. Ancak iki gün önce Demirel yeniden konuşmaya başladı. 12 Eylül darbesinin generali Evren'e çok ağır laflar ediyordu Demirel. Bakın neler söylüyordu: "Sayın Evren şunun hesabını vermek zorundadır. 13 Eylül günü duran kan, 11 Eylül günü niye akıyordu? Verdiği cevaplar da kurtarmaz kendisini. Kendileri daha iyi biliyor niye durmadığını o kanların. Kanlar akıyordu, çünkü Sayın Evren'in Çankaya'ya çıkması gerekiyordu."
***
Demirel yeniden bir itibar arayışına mı girdi acaba? Çünkü bu halkın dünyasında Demirel ismi geçince hiçbir iyi duygu tezahür etmiyor. Demirel diye birisi sanki hiç yaşamamış gibi. Oysa Demirel bu ülkede siyaseti tam 40 yıl belirlemiş bir insan. Ülkeye de pek çok hizmetleri oldu. Ve biliyoruz ki bu halk kendisine hizmet edeni kolay kolay unutmaz. Demirel halkla arasındaki ortak lisana geri döndüğüne göre, ahir ömründe halkla arasında kaybolan sıcaklığı yeniden oluşturmak isteyebilir. Belki de yeni bir siyasi kurnazlık peşinde. Öyle ya, daha geçen ay Mesut Yılmaz'a Ergenekon sanığı Haberal'ı "DP'nin başına getirin" diyen Demirel'di. Ayrıca, yine bir ay önce, 12 Eylül halkoylamasında, 12 Eylülcüleri yargılamayı öngören anayasa değişikliğine "hayır" diyen kendisiydi. Kendi kontrol ettiği DP adlı tabela partisine "hayır" kampanyası yaptıran yine Demirel'di. Kim bilir, halkın yüzde 58'lik tokadı Demirel'in vicdanında bir travma yaratmıştır belki de.
***
Ne olursa olsun, Demirel'in bize 28 Şubat'ta yaşattığı travma korkunçtu. Askerleri kışkırttı Demirel. Onları yönlendirdi. Milli Güvenlik Kurulu zeminini Tansu Çiller'i iktidardan indirmek ve 5 yıl daha cumhurbaşkanı kalabilmek için kullandı. Mesut Yılmaz'la bir oyun kurdu. Çiller'in hakkı olan başbakanlığı Mesut Yılmaz'a verdi, ondan da 5 artı 5 sözü aldı. Sonra ona verilen sözler tutulmadı ve arkasında hem kendi parlak siyasi geçmişinin, hem kendi kurduğu DYP'nin hem de demokrasinin enkazını bırakarak itibarsız birisi olarak evini döndü.
O nedenle 12 Mart'ın Faruk Gürler'inden hiçbir farkı yoktur ve bu haliyle de bir ibret portresidir Süleyman Demirel.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA