• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

"CHP solun işgalcisidir"

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20.10.2010, 00:00
Bugün köşemi, Yeni Şafak'ta 18.10.2010 tarihinde Murat Aksoy'un yaptığı çok önemli bir mülakata bırakacağım. Murat Aksoy benim çok beğendiğim liberal bir gazeteci. Yaptığı her mülakat aydınlatıcı ve öğretici. Çünkü her zaman doğru insanla konuşuyor. Aşağıda okuyacağınız mülakatı Ömer Laçiner'le yapmış Murat. Benim onlarca yıldır izlediğim tek sosyalist dergi olan Birikim'in Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner. Bu ülkenin namuslu aydınlarından biri. Bana göre yaşayan vicdanlarından da biri. Benim, Egeli CHP'li dostlarımıza bir türlü anlatamadıklarımı gerçek bir solcu olarak bakın nasıl ortaya koymuş.
***
Referandum sonrasında CHP'deki tartışmaları nasıl okumalıyız?
Referandum sonuçları Türkiye siyasetinin yeni koordinatlar bazında şekillenmesini kaçınılmaz kılan bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Varlığını sürdürmek isteyen partilerde bir iç hesaplaşmanın derhal başlatıldığını görüyor olmamız hiç de şaşırtıcı değil. Bunun en somut görüldüğü parti CHP'dir. Ama CHP'de farklılaşma daha referandum kampanyasına girilmeden önce başladı. Önümüzdeki günlerde daha sert bir iç hesaplaşma başlayabilir.
CHP bugün sol değerleri temsil etmediği açık. O halde nedir CHP?
CHP bugün solu işgal etmiş bir partidir. İşgalcidir. CHP hakkında sol, sosyal demokrat vs. tabirleri kullananlara sormamız gereken soru şudur. CHP, bu sıfatlara uygun bir sosyopolitik tabana yani işçi, emekçi, sendika örgütlenmesine dayanmış mı hiç? Bu sorunun cevabı açık bir "hayırdır". CHP'nin hiçbir zaman böyle sosyolojik bir tabanı olmadı, bambaşka bir kökenden, tarihten geliyor ve bunları sahiplenmekten vaz geçmiyor ama kendine sol diyor, dedirtiyor. Tuhaflık burada.
Sol değilse ne?
İşçi sınıfı desteği olmayan, sendikal hareketlere ilişkisi olmayan, dili ve tavırlarıyla o kesimleri temsil etmeyen, onun yerine kendini toplumun bir tür aristokrasisi addeden askeri ve sivil bürokrasi odaklı bir zihniyeti temsil eden bir CHP. İşin garip yani CHP'nin sol olmadığının kolayca ispat edilebilmesi ama onu kimsenin yerinden kımıldatamaması. Türkiye toplumunun, siyasetinin gerçek bir düzen içi sol alternatifi bir türlü oluşturamaması derinliğine düşünülmesi gereken bir Türkiye özgünlüğüdür.
Başlayan iç çatışmadan ne çıkar?
CHP bugüne kadar 1990'ların ortasından itibaren laik-antilaik çatışmasının içinden konuştu. Bu asker ve bürokrasinin diliydi.(...) Sonra Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Belli ki, parti içinde ve dışında birileri CHP'nin MHP'den rol çalmakla bir yere varamayacağını gördü. Özellikle referandum sonrasında bu dil ve tutumla varılacak yolun sonuna gelindiği anlaşıldı. Yeni bir söylem arayışına girildi. Bu başarılı olur mu? Yani aynı kadro ile bu farklı söylem nasıl örtüşebilir. Bu mümkün mü? Örneğin, genel başkan başörtüsünü de tartışırız, onu da biz çözeriz diyor da, birincisi inandırıcılık, ikincisi kadro olmak üzere iki çok ciddi sorun var burada. Önder Sav, Şükrü Elekdağ, Nur Serter, Onur Öymen'li bir "vitrin"le kimi inandırabilir, nasıl çözebilirsiniz? CHP'nin çok ciddi bir iç dönüşüm geçirmesi lazım. Bu çok zor ya hadi diyelim oldu da bu kez CHP'ye şimdiye kadar oy verenler kalır mı, gider mi?
Seçimler geliyor. Değişebilir mi CHP?
CHP bir ikilem içinde. Bir tarafta eski söylemle 2011 seçimlerinde başarının zor olduğunun farkındalar, diğer taraftan oy aldıkları kesimleri kaybetmek istemiyorlar. Çözümü çok zor bir açmaz bu.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI