İlk Türk yapımı otomobilin markasıdır "Anadol." 1966'dan 1984'de kadar üretimi yapılmıştır ve Türk halkı da içinde "Ford" motoru olan bu arabaya "yerli otomobil" diye binmiştir. "Anadol" modelinden geriye hiçbir marka değerinin kalmaması bu arabanın üretiminin amacının yerli bir otomobil markası yaratmayı amaçlamadığını gösteriyor. Aslında çocukluk ve gençlik dönemlerimizden hatırlıyoruz; Türk halkı "Anadol"u hiç ciddiye almadı. Tüm çocukluk ve gençlik çağlarımız süresince bir mahalle söylencesi olarak, yol boylarında kaza geçirmiş "Anadol"ların kaportalarının keçiler tarafında nasıl kemirildiği anlatılıp durdu. Aslında tam bir İngiliz tasarımı idi "Anadol." İngiliz Reliant ve Ogle Design tarafından tasarlanmış. Cam elyafı ve polyesterden yapılma bir kaportaya sahip. Zaten milletin diline düşmesinin nedeni de bu kaporta yapısı.
***
Niye tarih öncesi otomobil modeli "Anadol"dan bahsederek yazıma başladım biliyor musunuz? Bunun nedenini yazımın sonunda söyleyeceğim. Şimdi bir başka Anadol'dan bahsedeceğim; Kemal Anadol'dan. Bu kişi eski gizli Kominist Partili Zihni Anadol'un oğlu. Toprağı bol olsun, Zihni Anadol bir komünist olarak onurla mücadele etmiş ve onurlu bir biçimde yaşamış bir dava adamıdır, hatırasını saygıyla selamlıyoruz.
Böyle bir babanın oğlunun da siyasi mücadelesinde benzer bir saygınlığı temsil etmesini beklersiniz değil mi? Hayır, zerresi yok. Daha önce de bu köşeden defalarca yazdım, yazdığı birkaç güzel roman hatırına bugüne kadar sergilediği ilkesizlikleri görmezden gelmiştim. Ancak en son Deniz Baykal ve Eşref Erdem'e karşı sergilediği tutumdan dolayı eleştirdim. Beni mahkemeye vermiş.
40 yıllık arkadaşının CHP'den atılmasına çaba gösterdiği için kendisine "ilkesiz siyasetçi" demiştim, dava nedeni bu. Dava dilekçesinde Anadol'un avukatı, "Hayır, Anadol, Eşref Erdem'i savundu" diyor. Yalan. Yok böyle bir şey. O günkü gazete haberlerine yeniden baktım, Anadol, o gün "Eşref Erdem'i partiden atalım" diyenlerin önde gideni. Mahkemede bu kanıtları önlerine koyunca Anadol'un avukatı ne yapacak, çok merak ediyorum.
***
Gelelim şimdi Anadol'un siyasi ilke sorunlarına. 12 Eylül öncesi sosyalisti bu arkadaş. Şimdi CHP'de milletvekili. Peki CHP sosyalist bir parti mi? 12 Eylül'de aylarca hapis yattı; peki 12 Eylül hukukunu ortadan kaldıran anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götüren, referandumda aleyhte çalışan bu Anadol değil mi? 1994 yılında "Kürtçüler Meclis'ten kovuldu" diye SHP'den istifa eden; kurucusu olduğu ve sonradan mahkeme tarafından kapatılan Sosyalist Devrim Partisi'nin "bölücü" tüzüğüne imza atan bu Anadol değil miydi?
Bir dönem Cem Boyner gibi bir kapitalistin peşine takılıp Kürtler hakkında en radikal fikirleri savunan kimdi? Ve sonra, CHP grup başkan vekili sıfatıyla statükocu, Kürtlere verilecek haklara karşı en şiddetli mücadeleyi veren siyasetçi kim oldu? Kemal Anadol'du değil mi? Şimdi böyle bir siyasi CV ilkeli mi oluyor yani?
"Anadol" marka otomobil ne kadar otomobilse, bu CV'de o kadar ilkelidir işte.
Bitmedi, yeni başlıyoruz!