• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Hüseyin Çapkın ve öğrenci olayları

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09.12.2010, 00:00
Önce İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın üzerine birkaç satır. İstanbul'da yaşanan öğrenci olayına polisin müdahalesinden dolayı eleştiriliyor Hüseyin Çapkın. Ve her nedense demokrasi konusunda hiçbir hassasiyeti olmayan çevreler tarafından istifaya çağrılıyor. Bir kere bir gerçeğin altını çizelim: İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Türk güvenlik teşkilatının son dönemlerde yetiştirdiği en başarılı bürokratıdır. İzmirliler gayet iyi hatırlarlar, İzmir'de görev yaptığı yıllar içerisinde yeteneklerini üstün bir başarı ile sergilemişti. Zaten bu başarılarıdır ki, siyaset üstü bir kararla İstanbul gibi çok zor bir şehrin emniyet müdürlüğüne getirilmesini sağlamıştır. Çapkın iki yıla yakın bir süredir İstanbul emniyet müdürüdür ve şu ana kadar sergilediği görev anlayışı kendisine duyulan güvenin ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Kaldı ki, son yaşanan olayda da Hüseyin Çapkın'ın herhangi bir yönetim kusuru söz konusu değildir. Emniyet müdürü ve İstanbul polisi yasaların kendilerine verdiği yetkiyi, üstelik de isabetli bir şekilde kullanmışlardır.
***
Demokrasilerde kişilerin veya grupların kendilerini ifade etme hakkı her şeyden önemlidir. Bana göre bu hakkın kullanımı, bir toplumun sağlık belirtisidir de üstelik. Kulakları çınlasın, Süleyman Demirel'in "yollar yürümekle aşınmaz" lafı demokratik toplumun en güzel ifadesidir. Ancak, her protest eylemi demokratik bir hak olarak görmek demokrasilerde yok. Şiddete başvuruyorsanız, yıkıcılığı amaçlamışsanız, mala ve cana zarar veriyor, toplum düzenini bozuyorsanız, yaptığınız eylem demokratik bir hak olmaktan çıkıyor ve kriminal bir vakaya dönüşüyor. Bizim eksik yasalarımız bile, belirli kurallar içerisinde her türlü protest eyleme izin veriyor. Onun için kimse eyyamcılık yapmasın, İstanbul'da eylem yapanlar hiç de bu sınıfa giren kimseler değil. Başbakan üniversite rektörleriyle toplantı yapıyor. İçlerinde yasadışı örgüt üyelerinin olduğu bir grup öğrenci oraya girmek istiyor. Amaçları belli, Dolmabahçe'yi yakıp yıkacaklar. Bunun adı da demokratik eylem olacak. Peki bu amaç gerçekleşseydi, diğer bir ifadeyle, polis o öğrencileri durdurmasaydı ve olaylar çıksaydı, şimdi Hüseyin Çapkın'ı eleştirenler o vakit ona övgüler mi düzeceklerdi?
***
Meselenin bir başka boyutu var ve asıl onun üzerinde durmalıyız. Öğrenci olayları cinin şişeden çıkması gibidir ve başka bir şeye benzemez. Şimdi başta Hükümet olmak üzere, herkesin sakin bir biçimde düşünmesi gerekiyor. Türkiye daha çok demokratikleşirken, özgürlükler herkes için daha rahat kullanılabilir hale gelmişken, niçin ellerinde sopa, molotof kokteyli, yumurta taşıyan öğrenciler nokta eylemler peşindeler? Bu öğrencilerin arasına her devirde istihbarat örgütlerinin piyonu olmuş yasadışı örgüt üyeleri nasıl bu kadar kolayca girip öğrencileri yönlendirebiliyorlar? Bunların açığa çıkması lazımdır.
Polisimize de öğrencilerimize de sahip çıkalım!



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA