• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Başbakan Erdoğan'la İzmir birbirini anlamalı (2)

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.01.2011, 00:00
Basit bir soru soralım kendimize: Acaba Türk toplumunda yılbaşı 10 sene önce mi daha çok kutlanıyordu, şimdi mi daha yaygın kutlanıyor? Bu basit ama çok önemli sorunun cevabını hepimizin içinde yaşadığımız birbirinden farklı sosyal çevrenin dili veriyor. Türkiye yakın geçmişte de uzak geçmişte de hiç bu kadar ışıl ışıl, rengarenk olmamıştı. Bu ülkede üç-beş sene önceye kadar toplumun muhafazakar diyebileceğimiz önemli bir kısmı, birbirlerinin yeni yılını kutlamazlardı.
Yeni yıl hediyesi almak bir tür günahtı; noel ağacı süslemek ise neredeyse büyük günah. Dindarlardan veya köktendincilerden söz etmiyorum; etrafımızda, mahallemizde her zaman gördüğümüz kendi halindeki insanlardan söz ediyorum. Şimdi baksın herkes etrafına; insanlar kompleksiz yeni yıl kutluyor, daha çok evin penceresinde noel ağaçları yanıp sönüyor. Bu bir modernleşme göstergesi midir? Bir yönüyle evet; ama asıl bir başka şeyin göstergesi bu: Türkiye Başbakan Erdoğan yönetiminde sekülerleşiyor, dünyevileşiyor; hadi adını doğru koyalım, doğru bir yönde laikleşiyor.
***
"Bir Liderin Doğuşu" adlı bir kitaptan bir paragraf aktaracağım size. Erdoğan'ın hayatını anlatan ve en yakınındaki insanlardan Hüseyin Besli'nin yazdığı bir kitap. Kitabın 170. sayfasında yaşanmış bir olay anlatılır. O vakitler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıdır. Erdoğan'ın Belediye Meclisi üyesi bir arkadaşı anlatıyor: "Çamlıca tesislerinde Başkan'la yemek yiyorduk. Çocuklar neşe içinde bağırıp çağırarak oradan oraya koşuşturup duruyordu. Özellikle yaşlı insanların ve çocuksuz misafirlerin bu gürültüden rahatsız olacaklarını düşünerek, "Başkanım, keşke fiyatları biraz daha yüksek tutsaydık, o zaman buralarda nasıl davranılacağını bilen insanlar gelirdi" dedim. Başkan bu fikrimi hiç beğenmemişti.
"Birde şöyle düşün" dedi bana. "Bu insanlar buralara gidip geldikçe, görgü sahibi diğer insanları izleyecek ve zamanla değişecekler. Hatta çatal bıçak tutmayı, kimseyi rahatsız etmeden oturup kalkmayı öğrenecekler; sosyalleşecekler."
Körü körüne Tayyip Erdoğan karşıtlığını marifet sananlara söyleyelim ki, Max Weber'in "Karizmatik liderlerin toplumu modernleştirici etkisi" şablonuna tam uyan bir durumdur bu. Atatürk'te modernleştiriciydi Tayyip Erdoğan da. Üstelik ikisinin de toplumu götürdükleri yön aynı. Dikkat edilsin, Türkiye İslamileşmiyor, modernleşiyor ve doğru bir yönde modernleşiyor.
***
Şimdi kendimize bir soru daha soralım: İzmirliler en fazla hangi kavramlar konusunda hassaslar? Bu soruya vatan ve laiklik-çağdaşlık cevabı verilebilir. Bir başka soru daha: Bazı İzmirlilerin kafasındaki Tayyip Erdoğan mı, yoksa 8 yıldır kararlarının ve uygulamalarının sonuçlarını gördüğümüz Tayyip Erdoğan mı gerçek?
Türkiye'de milyonlarca insanı laik ve dünyevi değerlerle buluşturan, tek bayrak, tek vatan, tek millet ülküsünü en tavizsiz biçimde savunan karizmatik bir liderle nerdeyse aynı değerleri savunduğunu iddia eden bir şehrin insanlarının arasında bu derece mesafe olması biraz anormal bir durum değil mi?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA