• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Konur sokak marjinalleri

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.01.2011, 00:00
Dün, aldım başımı gittim, Ankara sokaklarında dolaştım. Kızılay'a kadar yürüdüm. Konur sokağın sıcaklığı, festival havası beni hemen kendine çekti. Işıl ışıldı sokak. Her bir köşede yaratıcı üniversite öğrencilerinin yaptığı bir şeyler vardı. Her bir metre karesi özgürlük kokuyordu Konur sokağın. Ankara gerçekten müthiş bir kent oluyor. Şunu iddia ile söylüyorum, birkaç yıl sonra Avrupa'nın pek çok şöhretli kenti Ankara yanında çok sönük kalacak. Bunu anlamak için iki şey yapmak gerek: Ya bir helikopterle Ankara'yı havadan görmek lazım ya da Konur sokakta hiç olmazsa bir yarım gün geçirmek gerekir. Moskova'da, Kiev'de, Paris'te ve Manhattan'da böyle sokaklar gördüm ama hiçbiri Konur sokak kadar insan ve hayat kokusuna sahip değildi. Ankara'nın geleceği ile ilgili böylesine umutlu olmamın nedeni Konur sokakta gördüğüm o müthiş canlılık. Abartmıyorum, akşam 17:30 civarında, ben bu yazıyı yazmadan biraz önce, sokakta en az 3 ayrı insan haklarına ve kadın haklarına dair gösteri vardı.
***
Ben, Konur sokak da öylesine avare gezerken, hemen ilerde bir topluluk gördüm. Nurani yüzlü bir genç adam, elinde iri boyutlu kuklalar ile ve "tiyatral" bir üslupla bir gösteri sunuyordu. Kalabalığa yanaştım ve gösteriyi izlemeye başladım. Bu temiz yüzlü genç adam çok yüksek fikirleri inanılmaz rafine bir dille kuklaların diline aktarıyordu. Önce o bildiğimiz türden anarşist gruplardan birisi sandım, değildi. Öyle birkaç metelik için gösteri sunan tiplerden de değildi. Gökdelenleri eleştiriyordu genç adam. Son dönemlerde yapılan dikine binaların insanların ufkunu daralttığını, bize dünyanın bir emanet olarak verildiğini, bu emanete durmadan ihanet ede geldiğimizi anlatıyordu kuklası ile. İnternet'in nasıl bir çöplük haline geldiğinden dem vuruyordu. Sadece bir kukla oynatıcısı değildi elbette. Sunum bitince yanına gittim ve sordum, "siz kimsiniz" dedim. "Biz" dedi, "İstanbul kökenli bir grubuz, Kadıköy'den geldik. Marjinal Sanat Grubuyuz, kısa adımız MASG. Aslında tasavvufi bir yanımız var. Geçmişte Pir Sultanların, Yunus Emrelerin yaptıklarını şimdi biz yapmaya çalışıyoruz". Bunları söyledi bana genç derviş. Anladığım kadarıyla, zamanımızın şehir dervişleri halkı aydınlatırken kukla gibi materyalleri ve tiyatral yöntemleri kullanıyorlar.
***
Bu marjinal dervişle sohbet ederken bir şeyi daha öğrendim. Ankara'ya gelmelerinin sebebi Kadıköy Belediyesi'nin orada çalışmalarına izin vermemiş olmasıymış. Bu arada Kadıköy Belediyesi'nin CHP'li bir belediye olduğunu hatırlatalım. "Niye Ankara'ya geldiniz, burada izin verecekler mi?" diye sordum. Bana "Ankara çok özgür bir şehir, her geçen gün bu özgürlük havası bizi de çok şaşırtıyor" dedi. Bu arada Ankara Belediye Başkanı'nın da AK Partili Melih Gökçek olduğunu söyleyelim. Bir şey daha söyleyelim, İzmir'e her gittiğimde Konur sokakta gördüğüm coşkulu tabloyu göreceğim yerler ararım ama hiç göremem. Özgürlüğüne düşkün olduğunu söyleyip duran bir şehrin adam gibi vakit geçirilecek bir sokağının bile olmaması ne kadar üzüntü verici bir durum.
İzmir'deki bu korkunç çoraklaşmanın hesabını kimden sormalı?
CHP ve Aziz Kocaoğlu, Tanrının kutsanmış evlatları ve kurumları olduğu için onlardan soramıyoruz, biz yine en iyisi İzmir'in bu hale gelmesinin hesabını mesela, Nükhet Hotar'dan soralım!
Hadi bakalım Nükhet Hanım, hesap ver, İzmir'in niye bir Konur sokağı yok!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA