• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Siyasal İslamın dönüşümü ve Türkiye

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.02.2011, 00:00
Önce bir soru: Siyasal İslam neden Ortadoğu'da zemin buldu da Türkiye'de bulmadı? Cevabı basit: Çünkü, Türkler ve onların anavatanları tarihte hiçbir zaman sömürge tecrübesi yaşamadı. Türkler için İslam her zaman sadece bir din idi ve hayatla girift ilişkileri olsa da, siyasetin dışında bir olguydu.
İran'ın siyasetle iç içe girmiş Şia din geleneğini bir yana bırakırsak, bir Mısırlı, bir Cezayirli için aynı şey değildi İslam. Onlar için İslam bir anti-emperyalist ideolojiydi, bir direnç ve savunma duvarıydı. Emperyaliste karşı verilen mücadele siyasetinin temel motivasyonlarını derlendiği bir kaynaktı. Sömürgeleşmiş İslam coğrafyasının aydınları ilk fırsatta İslamı katı, totaliter, tepkisel bir siyasi ideolojiye dönüştürdüler. Ondan sonra da başlarındaki laik-batıcı diktatörler tarafından baskı altına alındılar.
***
Ortadoğu kaynaklı siyasal İslam ülkemize 1960'lı yıllarda girmeye başladı. Hemen belirtelim ki, bu sızmanın bir tek sebebi vardı, o da Cumhuriyet uygulamalarının dindarlar üzerindeki baskıcı ve jakoben etkisi. Kimse inkar edemez, Cumhuriyet devrimleri yerleştirme adına bu ülkenin dindarlarına büyük baskılar uygulamıştır. İşin bu baskı tarafı beni şu noktada ilgilendiriyor, bu baskı ve başka uygulamalar tarihsel din algısı ve bu algının kaynaklarıyla dindarlar aralarında bir kopukluk yarattı.
Kendi tarihsel tecrübelerinden kopartılan dini talepler Seyyit Kutup gibi siyasal İslam teorisyenlerinin fikirleri ve kitaplarıyla buluştu. 1980'li yıllarda başlayan bu etkileşim meyvelerini vermeden pörsüdü. Türkiye'deki İslami gelenek, gelişen özgürleşme ve demokrasiyle birlikte kendi tarihsel tecrübelerini yeniden keşfetti, diğer bir ifade ile Ortadoğu kaynaklı siyasal İslam düşüncesine yaygın bir biçimde meyletmekten kaçındı. Burada Refah Partisi ve Erbakan deneyimlerinin koruyucu etkileri olduğunu hakkaniyet adına belirtmek gerekir. Bugün Türkiye'de siyasi İslam marjinal bir akımdır.
***
Oysa neredeyse yarım asırdır Türk halkı, "Türkiye İran olacak" diye korkutulmakta. 2000'li yıllarda Türkiye, tarihi ve İslami tecrübesinden kendi yerli muhafazakar kadrolarını üretti. Bu kadrolar hızla serbest piyasa, demokrasi ve laiklik kavramlarıyla barış içinde yaşamayı ve ortaya yepyeni bir sentez-merkez koymayı başardı. Ak Parti bu sentezin adıdır ve sekiz yıldır ülkeyi başarıyla yönetmektedir.
Bugünün Türkiyesi artık "İran olacak, din devleti olacak" korkularının anlamsızlaştığı bir ülkedir. Ve üstelik, laik, demokratik yapısıyla Ortadoğu'daki tüm ülkelere örnek teşkil eden, gerçek bir çekim merkezi haline gelen, bir bakıma da rejim ihraç eden bir ülkedir. Mısır ve Tunus'taki dünün siyasal İslamcılarının demokrasi talepleriyle birlikte Türkiye ve Tayyip Erdoğan çizgisi izleme arzularının nedeni budur.
Türkiye'nin başardıklarını, Tayyip Erdoğan tecrübesini ve bütün bunlardan önce İslam-toplum ilişkilerinin tarihini bilmeden Ortadoğu'da ne olduğunu anlayamayız.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA