• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Hükümetin Libya politikası

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.02.2011, 00:00
Son Libya olayları Türkiye'deki partizanlığın nasıl acımasız ve duygusuz bir yanının olduğunu gösterdi bize. Hükümete karşı çevreler gayet soğukkanlı ve alaycı bir edayla hükümeti eleştiriyorlar. Önce şu soruyu soruyorlar: "Mısır ve Tunus olayları olurken bu ülkelerin halklarından yana tavır alan Hükümet ve Başbakan, Kaddafi'nin Libya halkına karşı gösterdiği sert tutumu niçin kınamıyor?" Bu kişiler bu soruyu soruyorlar, ardından da cevabı kendileri veriyorlar. Dedikleri şu: "Çünkü Başbakan Erdoğan bir süre önce Kaddafi'nin elinden ödül almıştı, tabii ki ona karşı bir şey diyemez."
Şimdi tam burada bir anekdot. Peyami Safa şöyle derdi: "Bir İngiliz'in ülkesinin çıkarlarını düşünmesi için İngiliz ana babadan doğmuş olması yeterlidir. Ancak bir Türk'ün Türkiye'nin çıkarlarını koruması için Türk ana-babadan doğmuş olması yetmez, ilaveten milliyetçi olması gerekiyor." Bu anekdotu niçin anlattım? Şundan, kendisine "ulusalcı" diyenlerin asla "milliyetçi" olmadıklarını göstermek için.
***
Gelelim şimdi Libya meselesine. Libya'da olan şey belli. Mısır ve Tunus'tan farklı olmakla birlikte, Libyalılar başlarındaki 42 yıllık diktatörden kurtulmak ve kendi hayatları için yeni bir başlangıç yapmak istiyorlar. Kaddafi adındaki cani ise, kendi malı haline getirdiği koca ülkeyi, iç savaşı da göze alarak halka teslim etmek istemiyor. Kaddafi'nin oğlunun açıklamalarını dinledik: "Libya'yı Türklere ve İtalyanlara bırakmayacağız" diyor. Olayların altında Türk parmağı arayacak kadar paranoya içinde bunlar.
Türkiye'ye gelince. Türkiye bu ülkede olaylar başladığı andan itibaren bir tek şeye odaklandı: Libya'da bulunan 25 bine yakın Türk'ü kurtarmak. Onların can güvenliğini garanti altına almak. Zira karşımızda diktatörlüğünü kurtarmak için her türlü çılgınlığı yapmaya hazır bir manyak aile var. Kendi halkını jetlerle bombalayacak kadar delirmiş birisi Kaddafi. Allah korusun, ayaklanmanın altında Türk parmağı gören bu caniler, oradaki Türklere dönük bir saldırıda bulunsalar, bunun altından nasıl kalkarız? Türkiye, bu durumda, Ortadoğu'daki diğer ayaklanmalar karşısındaki ilkesel tavrını fazla öne çıkarmadan, ağırlığı Libya'da mahsur kalan Türkleri kurtarmaya verdi ve en doğrusunu yaptı. Bu eleştirilecek değil, taktir edilecek bir politikadır.
***
Ayrıca, dikkatli bir şekilde izledim, hem salı günkü grup toplantısında Başbakan Erdoğan hem de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin bu halk isyanları konusundaki ilkesel tavrını Libya'yla ilgili de tekrar etmişlerdir. Başbakan Erdoğan'ın Libya bağlamında söylediği, "Halka kulak tıkayan ayakta kalamaz" sözü açık bir tavır değil de nedir? Ancak tekrar edelim ki, Libya'da can güvenliği tehlikede olan bir Türk'ün hayatı bizim için Libya'dan daha değerlidir. Muhalefet, bu gerçekler ortada durup dururken ve bu olaya milli bir seviyede yaklaşmalıyken maalesef yine çok kötü bir sınav vermiştir.
Milli meselelerde, iktidarıyla muhalefetiyle, birlik halinde hareket ettiğimiz günleri çok özledik.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA