• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Bürokrasi siyasette

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.03.2011, 00:00
Adaylık süreci başladı ve beklenen oldu; bürokrasi, saltanatını sürdürebilmek için siyasete yöneldi. Yanlış anlaşılmak istemem, bürokratların siyasete girmesine soğuk bakan birisiyim ama bunun nedeni bürokratları küçümsediğim veya sevmediğim için değil.
Aslında bir gerçek var, bürokrasi siyasetin insan kaynaklarının devşirildiği bir yer ve bunda hiçbir sakınca yok. Üstelik de artık bürokrasimiz içinden müthiş yetişmiş insanlar çıkabiliyor ve bu insanlar siyasette de başarılı olabiliyorlar.
Örnek mi istersiniz? İşte Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. Göreve geldiği günden bu yana iletişim-ulaşım konularında Türkiye'ye resmen çağ atlattı. Başka örnekleri sıralamak da mümkün. Ancak siyasete giren bürokrat ne kadar iyi yetişmiş olursa olsun, hepsi Binali Yıldırım olmuyor. Bu insanlar bürokrasiden edindikleri alışkanlıkları genellikle siyasette de sürdürmeye çalışıyorlar.
En başta insanlarla birebir temastan kaçınıyorlar bir bürokrat refleksiyle. Oysa siyasetin işi insanla. Böyle olunca siyaseti ayakta tutan o gizemli, o olmazsa olmaz ilişki ortadan kalkıyor. Sonuçta ortaya insandan kopmuş, mekanikleşmiş bir siyaset çıkıyor. Demokrasinin toplam kalitesini etkileyen bir mesele bu.
***
Benim bürokratların gereğinden fazla siyasete dahil olmalarına olan muhalefetim birazda yaşadığım hatıralarımla ilgili. 1995 seçimlerine Tansu Çiller ve DYP oldukça avantajlı girmişti. Tansu Hanım terörle mücadelede kısmen mesafe almış, 94 ekonomik krizini aşmış ve Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne sokmuş bir siyasetçi olarak rakiplerine göre daha önce seçimlere giriyordu.
Sıra aday listelerini yapmaya gelmişti. Bir yanda çok iyi motive olmuş parti teşkilatı, bir yanda kamuoyunda ismi sivrilmiş bürokratlar. Tansu Hanım ne yaptı? Teşkilatını dışladı, bürokratlardan oluşan bir "A takımı" kurdu. Onları siyasete soktu ve sonunu hazırladı. O anlı şanlı bürokratlar siyasete girince sudan çıkmış balığa döndüler ve sapır sapır döküldüler. Çünkü, siyaset zahmetli iş. Fedakarlık ister. Bazen sıradan bir insanın saatlerce nazını çekmelisiniz. Oysa bürokrat devlet imkanlarını kullanma imtiyazıyla ulaşılmaz, korunaklı bir adamdı. Nitekim tüm bürokrat kökenli siyasetçiler, bir kaçı dışında, Tansu Hanım'ı ve DYP'yi zor zamanlarda ilk terk edenler olmuşlardır. Bu arada DYP teşkilatlarının bütün motivasyonu kaybolmuştu ve o seçime hiç asılmadılar. DYP açık ara öndeyken, ANAP'la eşit oy aldı. Bunun bir numaralı sebebi de DYP'ye aday tercihlerinden dolayı, "devlet partisi" denmesidir.
***
Şimdi 12 Haziran seçimlerine gidiyoruz. Ne enteresandır ki benzer bir gelişmeyi Ak Parti'ye dönük bürokrat ilgisinde de görüyoruz. Çok sayıda bürokrat adaylık için özellikle Ak Parti'ye başvurdu. Bu bürokratlar içinde benim yakın arkadaşım olan çok iyi yetişmiş insanlar var. Ancak mesele onlarla ilgili değil, bu gelişmenin siyasette yarattığı genel arızalar benim dikkat çektiğim. Umarım Başbakan Erdoğan dengeyi bozacak bir listenin ortaya çıkmasına izin vermez. Tabandan gelen bir siyasetçi olarak bu dikkati göstereceğini düşünsek bile, bürokrasinin de sızma konusunda çok mahir olduğunu ve ilk başta liderlere çok cazip geldiğini hatırlatalım.
Bürokratik kadrolarla doldurulmuş bir Ak Parti, Ak Parti olmaktan çıkar!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA